Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/10296 E. 2014/36789 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10296
KARAR NO : 2014/36789
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İzmir 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2013
NUMARASI : 2012/501-2013/1126

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, kızını öğrenci yurduna kaydettirmesi sebebi ile 20.9.2011 tanzim tarihli 6 adet 400,00 TL ve 4 adette 500,00 TL bedelli toplam 4.400,00 TL’lik senet düzenlendiğini, ilk üç senedi ödemesinden sonra yurdun broşürde belirtilen nitelikleri haiz olmaması ve maddi durumundaki bozulmalar sebebi ile kızının mali ilişiğinin kesilmesini talep ettiğini, yurttan hizmet almamasına rağmen yedi adet senet için Konya 9.İcra Müdürlüğü’nün 2012/5913 Esas Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ileri sürerek takibe konu senetlerden borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Konya Tüketici Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetkisizlik kararı verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya Konya 9.İcra Müdürlüğünün 2012/5913 sayılı dosyasından dolayı tarafların müterafik kusur oranları dikkate alınarak 1.800-TL asıl alacak ve 80,46-TL işlemiş faiz borcu bulunduğunun tespitine ve takibin bu miktarlar üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, 20/09/2011 tanzim tarihli ve 25/01/2012 vade tarihli 400-TL’lik, 25/02/2012 vade tarihli 500-TL’lik ve 25/03/2012 vade tarihli 500-TL’lik senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bu senetler yönünden takibin iptaline,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı
taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi, Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahi olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda uyuşmazlık, davacı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte davalıya borçlu olmadığının tespiti amacı ile eldeki davayı açmıştır. Takibe konu senetlerin incelenmesinde keşidecinin davacı, lehtarın G.. Ltd. Şti olduğu ve senetlerin davalıya ciro edildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında hizmet ve satım ilişkisi olmadığı gibi davalının da satıcı ve sağlayıcı olduğuna dair bir delil dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevindedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esas hakkında hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (2) no’lu bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.