YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10223
KARAR NO : 2014/38281
KARAR TARİHİ : 03.12.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/27-2013/1354
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 08.09.2005 tarihinde satın aldığı aracın, 28.11.2008 tarihinde direksiyon kolonu komfor sistemi kontrol ünitesinin, 04.09.2009 tarihinde ise elektronik modül kartel tapasının değiştiğini, değişimin garanti süresinin dışında olmasına rağmen davacıdan hiçbir ücret alınmadığını, bu durumun satıcı ve yetkili teknik servisin kusurlarını kabul anlamına geldiğini, araç 95.612 km iken 2.vitesde kilitlenme, daha sonraki tarihlerde hızlanamama, motordan yüksek ses gelmesi şeklindeki arızaların sık aralıklarla meydana geldiğini, yapılan onarımlara rağmen sonuç alınamadığını, arızaların imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek dava konusu ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde araç için ödediği bedelin fatura tarihinden itibaren uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının dava konusu aracı 5 yıla yakın sorunsuz olarak kullandığını, davacının araçla 120.000km yol katettiğini, 15.11.2008 tarihinde arızanın giderildiğini, tamirden sonrada davacının aracı sorunsuz olarak bir yıl kullandığını, sık arıza ve arızanın giderilememesinin söz konusu olmadığını, parça değişiminden sonra yapılan kontrollerde araçta arızaya rastlanmadığını, davacının kusurlu olduğunu, müşteri memnuniyeti açısından garanti süresinin bitmesine rağmen onarım ücretine destek Verildiğini, araçta Tüketici Yasasında tanımlanan şekilde bir arıza bulunmadığını, bedel iadesi ve manevi tazminat isteminin yasal koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davalıya iadesine, dava konusu araçta hasar nedeni ile oluşan 1.000 TL değer kaybının mahsubu ile davacının ayıplı mala ödediği 70.513,50 TL nin aracın iade tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik istemi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş;hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.2.2012 tarihli 2011/19864 Esas ve 2012/3350 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalıya iadesine, dava konusu araçta hasar nedeni ile oluşan 1.000 TL değer kaybının mahsubu ile davacının ayıplı mala ödediği 70.513,50 TL nin aracın iade tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik istemi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2–Davacı, davalıdan satın aldığı aracın garanti süresinin bitmesinden sonra gizli ayıplar nedeniyle sıksık arızalandığını ileri sürerek araç bedelinin iadesi ile maddi ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, kullanım hatası bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile aracın iadesine ve manevi tazminatın reddine karar verilmiştir. Tarafların temyizi üzerine Dairemizce yapılan inceleme neticesinde 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK’nun 4/2 maddesi gereğince, davacının ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahip olduğu belirtildikten sonra eldeki davanın aracın tesliminden yaklaşık 4 yıl 8 ay sonra ve keşif tarihi itibariyle aracın yaklaşık 120.000 Km’de iken açıldığı, aracın bu tarihe kadar hangi koşullarda ve nasıl kullanıldığının bilinmediği, dolayısıyla satın alınıp iyice eskitilen bir aracın gizli ayıplı olduğundan dolayı iadesi ile bedelin tahsiline karar verilmesinin taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesini bozacağı, TMK 2. maddesinde açıklanan iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil edeceği, bu sebeple mahkemenin ayıp oranında bedel indirimi ve ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde bilirkişi raporu alınarak araçtaki değer düşüklüğünün 10.000 TL olacağı tespit edilmiş, buna göre arızanın giderilebilmesi için yapılacak işin niteliği, araçtaki ayıplar nedeni ile oluşacak değer kaybı gözetildiğinde ücretsiz onarım yada ayıp nedeni ile bedelden indirim yapılması halinde hak ve menfaatler dengesinin tüketici aleyhine bozulacağı kanaati ile bedel iadesinin hak ve menfaatler dengesini sağlayacağı sonucuna varılarak bedel iadesi talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamının gereğinin yerine getirmesi gerekir. Bu husus davalı yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. O halde mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden, usulü kazanılmış hak ilkesi göz ardı edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine,2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 3.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.