YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1017
KARAR NO : 2014/31446
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 20/09/2013
NUMARASI : 2013/21-2013/722
Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 29.06.2006 tarihinde 99 yıllığına devre tatil sözleşmesi imzalandığını, bedelini ödediğini, 2009 yılında tesisin yapı kullanma izninin olmadığını ve aynı yıl tapudan başkasına satıldığını öğrendiğini, davalı şirketin kampanyalı satış izin belgesinin de bulunmadığını, sözleşmeyi davalı adına imzalayan kişinin şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını, yıllık bakım aidatının da kendisinden talep edilemeyeceğini ileri sürerek, sözleşmenin feshine ve üç yıllık kira bedeli düşüldükten sonra kalan 3.795,84-Euro’nun faiziyle iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının sözleşmeyi imzalarken psikolojik baskı ve hileye maruz kaldığı iddiasına karşılık kendisine tanık listesi sunması için kesin süre verilmesine karşın davacının tanık listesi sunmadığı, bu itibarla psikolojik baskı ve hileye maruz kaldığı iddiasının kanıtlanamadığı, sözleşmede cayma hakkının açıkça düzenlenmesine karşın davacının süresi içerisinde cayma hakkını kullanmadığı, davacının 2006 yılında davalı şirket ile devre tatil sözleşmesi imzalayarak ödemelerini düzenli olarak yaptığı, taraflar arasında düzenlenen 29/06/2006 tarihli sözleşmenin 3.maddesinde yıllık bakım ücreti aidatı alınacağının yazılı olduğu, davalının yıllık bakım aidatı talep etmesinde sözleşmeye ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, Kuşadası Belediye Başkanlığı’ndan gelen yazı yanıtında dava konusu işyerinin yapı kullanma izninin bulunduğunun belirtildiği, davalı şirketin edimlerini yerine getirdiği ve faaliyetine devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin kısmen iadesi talebine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinde devre tatile konu tesisin 145-146 parsel üzerinde bitmiş, 154 parsel üzerinde yapımı bitmiş tesis olduğu açıklanmıştır. Kuşadası Belediyesi’nin mahkemeye hitaben gönderdiği yapı kullanım belgesinin 720 metrekarelik otel bölümüne ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yine, dava konusu tesise ait olduğu bildirilen benzer dosyalara ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 04.10.2007 tarihli yazısında; Prestij Clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir. O halde mahkemece, sözleşmeye konu devre tatil alanı için yapı kullanma izninin bulunup bulunmadığı, kullanıma hazır olup olmadığı, tesisin sözleşme şartlarını taşıyıp taşımadığı hususları gerektiğinde Belediye ve ilgili kurumlardan ayrıntılı şekilde sorulup araştırıp, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğunun bulunmadığı gözetilerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece, davacının bu yöndeki iddiaları üzerinde durularak, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.