Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/10124 E. 2014/32730 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10124
KARAR NO : 2014/32730
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2013/173-2013/529

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıdan satın aldığı ayıplı motorsikletin tüketici mahkemesi kararı ile ayıpsız misli ile değişimine hükmedildiğini, motoru iade etmesine ve aradan uzunca süre geçmesine rağmen kararın yerine getirilmediğini, kendisi hakkında 2.618 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı firmayı her aradığında türlü hakaret ve tehditlerle karşılaştığını, ilk dava sırasında sürekli mahkemeye gelip gitmesi nedeniyle zarara uğradığını, çektiği sıkıntının yanı sıra satın aldığı araçtan da mahrum kaldığını ileri sürerek 15.000,00TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1,500,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece kısa karar ile manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL nin davalıdan tahsiline denilmiş, karar gerekçesinde ise “davacının bu davayı açmakta, amacına uygun infaz edilemeyen bir mahkeme kararı için icra takip vekili aracılığı ile yapılsa dahi vekili ile birlikte bu süreçlerde hazır olması kanunen yasaklanmadığı için davacının dosyamıza ibraz ettiği yol giderleri ve bu süreç için geçecek kadri maruf değer takdiren 1.500,00 TL kabul, manevi tazminat için talep edilen 500,00 TL ise hakkaniyetli bulunarak davacının maddi tazminat isteğinin kısmen, manevi tazminat isteğini ise tamamen, ıslah ettiği dava dilekçesindeki talep kabul, ıslah dava dilekçesindeki talebi artırmak için yapılabileceği gibi azaltmak için yapılmasına kanunen engel bulunmadığı gözetilip, geçerli kabul edilerek davacının davasının kısmen kabulüne karar verilip 2014/10124-32730
aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir” ifadesi kullanılarak hüküm kısmında yine kısa karar içeriği tekrar edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nın yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda karar, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kurulmuş ise de gerekçeli karar içeriği bu istemin bir kısmının haklı olduğunun kabul edildiğine ilişkin ibareler içermektedir. Hüküm ile gerekçe arasında açık çelişki yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bu durum hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.