Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/9865 E. 2014/8642 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9865
KARAR NO : 2014/8642
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2012
NUMARASI : 2011/477-2012/183

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat M. K. geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı ve dava dışı M. K.’ın katılımı ile aralarında yaptıkları 16/12/1996 tarihli protokol gereğince, davalının kendisine ödemesi gereken miktarı ödemediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeden doğan alacak hakkına karşılık olarak 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ve dava dışı Mecit Korkmaz’ın katılımı ile aralarında yaptıkları 16/12/1996 tarihli protokol gereğince, birlikte satın alınan fakat tapuda ortaklıkta görünmeyen 4 adet taşınmazın hisselerinin belirlendiğini, protokolde 2.sırada belirlenen taşınmazın toplam 220.000.000 TL bedel ile satın alındığını, bu bedelin 100.000.000 TL sinin kendisi tarafından ödendiğini, taşınmazın satışı halinde 100.000.000 TL’nin kendisine ödenmesi gerektiği halde ödenmediğini belirterek eldeki davayı açmış, davalı ise zamanaşımı süresinin dolduğunu belirtmiş, davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, bir davada hem usulü hem de esastan reddi gerektiren sebepler var ise davanın öncelikle usulden reddi gerekir. Bir başka deyişle görülmekte olan davada hem usulden ve hem de esastan red gerekçesi oluşturularak karar verilmesi olanaksızdır. Eldeki davada mahkemece, zamanaşımı süresinin dolduğu da kabul edilerek red gerekçesi oluşturulduğu gibi, ayrıca davacının davasını ispatlayamadığı da belirtilerek esastan da red gerekçesi oluşturulmuştur. Oysaki az yukarıda belirtildiği gibi, öncelikle usulden red sebebi var ise davanın bu usulü red sebebi nedeniyle reddi gerekli olup, hem usulden hem de esastan red kararı verilmesi usulen mümkün değildir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.