Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/9111 E. 2014/7647 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9111
KARAR NO : 2014/7647
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2011/53-2012/611

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar M. Kağıt ve Karton Sanayi ve Tic. A.Ş. Vekili avukat C.l S., avukat A. K. ile davacı Milli Eğt. Bakanlığı vekili avukat Hatice Göktepe’nin gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, bakanlık kağıt alımı için ihaleye çıkıldığını, 13.05.2004 tarihinde davalı Şt. ile sözleşme imzalandığını, ihtiyaç nedeniyle sözleşmenin 27.maddesine göre iş artışına gidilerek ek kağıt alımı yapıldığını, ek alımın sözleşmede belirlenen fiyattan yapılması gerekirken daha yüksek fiyattan yapılarak kamu zararının oluşumuna sebebiyet verildiğini, uygulanan fazla fiyat nedeniyle kamu zararı oluştuğunun müfettiş raporuyla tespit edildiğini, davalıların tüm zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek oluşan 246.847.50 TL kamu zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı Mopak A. Şirketi, yapılan ihaleyle kağıt sattığını, ihalenin sona ermesinden sonra alım yapılacağının bildirilerek fiyat istendiğini, teklifin uygun bulunması üzerine üretim yapılarak kağıtların teslim edilerek bedelinin tahsil edildiğini, yeni bir alım yapılması nedeniyle yeni fiyat verildiğini ve yapılan işin mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı Salih, İbrahim ve M.E. ise ihale komisyonunda görevli olduklarını, yapılan ihale sonucunda sözleşme imzalandığını, ihaleyle alınana kağıtların ihtiyacı karşılamayacağının anlaşılması üzerine üreticiden ek talepte bulunduklarını, sözleşmenin 15. ve 27.maddesi gereğince kararlaştırılan fiyat üzerinden kağıt temin edilmesi gerekirken davalı M. A.Ş’nin daha fazla fiyat üzerinden kağıt vererek kurumu yanılttığını, sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu ve oluşan zararın kendilerinden talep edilmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı Mb A. Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, 291.280.05 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Salih, İbrahim ile M. Emin tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Davacı, yapılan ihale ve imzalanan sözleşme gereğince gerçekleştirilen ek alımın sözleşmede kararlaştırılan fiyat yerine daha yüksek olan yeni fiyattan yapılarak kamu zararının oluşmasına sebebiyet verildiği iddiasıyla eldeki davayı açmış olup, davalı M. A.Ş. sözleşme ilişkisi bittikten sonra talep üzerine kağıt teslim ettiğini, bu işin ek alım olmadığını ve teklif edilen fiyatın kabul edilmesi üzerine üretim yapılarak malların teslim ediğini savunmuş, diğer davalılar ise davalı M. A. Şirketinin yanıltması sonucunda yeni fiyattan alım yapıldığını ve oluşan zarardan M.A. Şirketinin sorumlu olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece, ek kağıt alım talebinin 40 günlük ihale süresinden sonra davalı şirkete bildirildiği, davalı şirketin bildirdiği fiyat üzerinden ihale kapsamında ek alım niteliğinde olmayan yeni bir kağıt alımı yapıldığı, davalı komisyon üyelerinin yeni ihale açarak rekabet ortamı sağlamadan alım yapılması nedeniyle kusurlu oldukları ve böylece oluşan zarardan sorumlu oldukları, davalı şirketin talep üzerine fiyat bildirdiği, verdiği fiyatın kabulü üzerine mal sattığı, işlemlerinin yasal olduğu ve aldatıcı eylemi olmadığı gerekçesiyle davalı M. A. Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, 291.280.05 TL’nin tahsiline karar verilmiştir.
Davacı ve davalı M.. A. Şirketi arasında imzalanan sözleşmenin 10.maddesinde sözleşme süresinin işe başlama tarihinden itibaren 40 takvim günü olarak belirlendiği, 27.maddesinde sözleşmenin imzalanması aşamasında objektif 2013/9111-2014/7647
olarak ön görülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması nedeniyle artışa konu iş, sözleşmeye konu alım içinde kalması ve idareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik ve ekonomik olarak mümkün olmaması şartı ile sözleşme bedelinin %20’sine kadar oran dahilinde süre hariç, sözleşme ve ihale dökümanındaki hükümler çerçevesinde yükleniciye yaptırmaya idareyi yetkili kıldığı, sözleşmenin eki niteliğinde olan şartnamenin kesinleşen ihale kararının bildirilmesi başlıklı 43.1 maddesinde”…ihale sonucu, ihale kararının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı günü izleyen en geç 3 gün içinde ihale üzerinde bırakılan dahil, ihaleye teklif veren bütün isteklilere imza karşılığı tebliğ edilir veya iadeli taahhütlü mektupla tebligat adreslerine postalanmak suretiyle bildirilir, mektubun postaya verilmesinden sonra 7. Gün kararın isteklilere tebliğ tarihi sayılacaktır” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, yürürlük başlıklı 46. Maddesinin 1. Fıkrasında sözleşmenin sayıştay başkanlığı tarafından tescilinin yükleniciye tebliğ edildiği tarihte yürürlüğe gireceğinin hükme bağlandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 13/05/2004 tarihinde imzalanan sözleşmenin, 21/05/2004 tarihinde sayıştay başkanlığı tarafından tescil edildiği ve davalı şirkete 28.05.2004 tarihinde tebliğ edildiğinin kabul ediliceği, sözleşmede belirlenen 40 günlük sürenin 07.07.2004 tarihinde sona ereceği, bu süre bitmeden ihale komisyonunun 05/07/2004 tarihli yazısı ile davalı şirketten alım için fiyatın acilen bildirilmesinin istendiği, davalı şirketin 06/07/2004 tarihli cevabi yazısıyla fiyat bildirdiği, ihale komisyonunun 07/07/2004 tarih 341 nolu kararı ile davalı şirketin bildirdiği fiyattan 13/05/2004 tarihinde imzalanan sözleşmenin 27.maddesine istinaden 1.035 ton kağıdın satın alınmasına, toplam bedelin %6 sı oranında ek kesin teminat alınmasına, kağıtların tesliminden sonra bedelinin ihaleye ait sözleşme doğrultusunda ödenmesine karar verildiği, kağıtların teslim edildiği ve bedelinde yeni fiyat üzerinden davalı şirkete ödendiği sabittir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yapılan alımın imzalanan sözleşmeye göre ek alım niteliğinde olduğu ve alımın sözleşme dışında yeni ve ayrı bir alım olmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda da yapılan işin yeni bir iş olmayıp sözleşme süresi içinde yapılan ek alım olduğu, yeni ve ayrı bir iş kabul edilse bile ihale açılmadan ve rekabet ortamı sağlanmadan yeni fiyat üzerinden alım yapıldığı, bu nedenle kamu zararının oluştuğu ve davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı ve bilirkişilerce tespit edildiği üzere sözleşmede belirlenen süre sona ermeden, sözleşme gereğince ek alım yapılmış olup, bu ek alımın yeni bir iş sayılması ve yeni fiyattan alım yapılması hukuken mümkün değildir. Davalı Mopak Anonim Şirketi her ne kadar ihale komisyonunun talebi üzerine fiyat bildirmiş ise de bu davalı yürürlükte bulunan sözleşmenin tarafı olup, basiretli bir tacir olarak sözleşmenin ne zaman sona ereceğini bilmesi gerekir. Davalı Mopak Anonim Şirketinin ek alım yapıldığını bilmediğinin kabulü hayatın olağan akışına ters düşer. Kaldı ki davalı şirket bu iş için ek kesin teminat yatırmış olmakla sözleşme kapsamında ek alım yapıldığını, sözleşmenin cari olduğunu ve yeni bir işin söz konusu olmadığını kabul etmiş olmaktadır. Ayrıca çok kısa süre içinde kağıt fiyatlarının açıklandığı şekilde yükseldiğinin kabul edilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Hal böyle olunca; mahkemece, yapılan kağıt satışının sözleşme süresi içinde yapılan ek alım olduğu ve davalı şirketin doğar kamu zararından diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, ikince bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 12.328,03 TL kalan harcın davalılardan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.