Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/8995 E. 2013/23979 K. 01.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8995
KARAR NO : 2013/23979
KARAR TARİHİ : 01.10.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya 235 çuval un sattığını, karşılığında davalının senet verdiğini, davalının 70 çuval unun bedelini ödeyip geri kalan 165 çuval un bedelini ödemediğini, davalı aleyhine Köprübaşı İcra Müdürlüğünün 2012/24 Esas sayılı dosyası ile takibi yapıldığını, davalının süresi içinde takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle Köprübaşı İcra Müdürlüğünün 2012/24 Esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı zamanaşımının dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava satım akdinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, satım akdi nedeniyle davalı tarafından bir adet bono verildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun ise takibe itiraz ettiğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Davalı 16.05.2012 tarihli cevap dilekçesinde takibe dayanak yapılan bononun 1999 yılında düzenlendiğini davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, zamanaşımı definde bulunmuştur.
Zamanaşımı, en basit anlatımla, yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulmaya olanak veren bir hukuki müessesedir. Borçtan kurtulma olanağı tanıyan yönüyle, zamanaşımı, maddi hukuka ilişkin bir müessese değildir; borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak savunma vasıtalarını sunarsa da, gerçekte bizatihi kendisi borcu ortadan kaldırmaz; sadece, alacağın istenebilmesi hakkını zaman itibariyle sınırlar. Borç varlığını sürdürdüğü  halde, borçlu, zamanaşımı müessesesine dayanarak, artık o borcun kendisinden istenilemeyeceğini savunabilir; yargılama usulüne ilişkin kurallar kendisine böyle bir def’ide (zamanaşımı def’inde) bulunma olanağı
tanır. Zamanaşımına uğrayan borç, eksik bir borçtur. Zamanaşımı müessesesinin bu yapısının (borcu değil, sadece onun alacaklıca  talep edilmesi olanağını ortadan kaldırmasının ve sadece borçlu tarafından ileri sürülebilecek bir olgu olmasının) doğal sonucu olarak, borçlu tarafından yasal süre içerisinde böyle bir def’ide bulunulmadığı takdirde, hakim tarafından kendiliğinden gözetilemez.
6100 sayılı HMK.nun 297/c madde ve fıkrası hükmüne göre, mahkemece hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin tartışılması ve gösterilmesi gerekmektedir.
Davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuş, ancak mahkemece davalının bu savunması üzerinde hiç durulmadan ve bu savunma değerlendirilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Takibe dayanak yapılan bononun üzerinde de herhangi bir tanzim ve vade tarihi bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, davalının zamanaşımı savunması üzerinde durularak, tarafların tüm delillerinin toplanması, davalının zamanaşımı defi yerinde görülmez ise, işin esası hakkında bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, bahsedilen bu hususta bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 01.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.