Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/8339 E. 2014/6000 K. 05.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8339
KARAR NO : 2014/6000
KARAR TARİHİ : 05.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2012
NUMARASI : 2006/56-2012/387

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-karşı davacı Asil K.. Y.. ile Asil M.. G.. geldiler. Davacı-karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacılar, asıl davada; davalıların avukat olduğunu, 01.03.1999 tarihinde vekalet verdiklerini, davalıların icra ve davaları takip ettikleri sırada tahsil ettikleri paralarla ilgili gerekli bilgileri vermediklerini ve tahsil edilenleri kendilerine ödemediklerini sonradan öğrendiklerini ve 03.12.2001 tarihinde davalıları haklı olarak azlettiklerini ileri sürerek tahsil edilerek ödenmeyen 42.301.00.TL ile 6.890.00.TL masraf olmak üzere toplam 48.504.00.TL’ nın davalılardan tahsiline, karşı davada ise açılan davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davacılar, 22.5.2003 tarihli dilekçe ve aynı tarihli duruşmada, davalı M.. G.. aleyhine açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı – Karşı davacı K.. Y.., davacı şirketin İstanbul Bölge Müdürü ile 01.03.1999 tarihinde yazılı sözleşme yaptığını, davalı Muhammet’ in ortağı olmadığını ve vekaletin sadece kendisine verildiğini, yaptğı işlerle ilgili olarak şirketin İstanbul bölge müdürü Macit Gül’ e 29.11.2001 2013/8339-2014/6000
tarihinde bili ve hesap mutabakatı verdiğini ve 30.11.2001 tarihinde de şirketin İstabul bölge müdürünün mutabakatın sağlandığını sadece hak ettiği ücretin indirilmesinin istendiğini, aslında davacı şirketin harici olarak tahsil ettiği miktarları kendisine bildirmediğini, bu halde dahi mutabakat belgesine göre 43.898.72.TL alacaklı olduğunu, yapılan azlin haksız olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davasının kabulü ile 43.898.72.TL’ nın tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalı M.. G.., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir savunmada da bulunmamıştır.
Mahkemece, asıl davada, davacı F.. Ç.. tarafından açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı şirket tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile 40.310.00.TL’ nın davalılardan tahsiline, karşı davada ise, F.. Ç.. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, karşı davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 11.833.15.TL’ nın karşı davalı şirketten tahsiline karar verilmiş; hüküm davacılar-karşı davalılar ile davalılar-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Her ne kadar mahkemece, Davacı tarafından, davalı avukat K.. Y.. aleyhine yapılan azlin haklı olduğu kabul edilmiş ise de; Davacı şirket adına İstanbul Bölge Müdürü M. G. ile davalı K.. Y.. arasında imzalanan 01.03.1999 tarihli Avukatlık ücret sözleşmesi geçerlidir. Tarafları bağlar. Bu sözleşmenin 1. maddesinde, avukatın açılan takip miktarının %10′ unu vekalet ücreti olarak alacağı ve avukatlık ücretinin 1/3′ ünün peşin olarak ödeneceği, 2. maddesinde icra takipleriyle ilgili olarak icra tetkik mercilerindeki davalarda, çekler hakkında yapılan karşılıksız çek şikayetlerinde (Asliye Ceza Mahkemesindeki davalarda) ve şirketin diğer bilumum işlerinde İstanbul Barosu en az vekalet ücret çizelgesindeki miktarın peşinen ödeneceği, aynı sözleşmenin 3. madesindeki yapılacak masraflar ve vekalet ücretinin peşinen ödenmediğinde yapılan icra tahsilatlarından vekalet ücretini ve masraflarını ve masraf avanslarını kesme hakkına sahip olacağı kararlaştırılmıştır. Bu hükümler gözönünde bulundurularak davalı karşı davacı avukatın tahsilatı yapılmayan icra takibi ve karşılıksız çek davaları yönünden işin başında talep edebileceği peşin ücretler ile tahsilatı yapılan miktarlardan alabileceği vekalet ücreti hesaplanarak bu miktarın avukatın uhdesinde tuttuğu tahsilattan fazla olup olmadığı taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde gerekirse alanında uzman bilirkişi marifetiyle belirlenerek azlin haklı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Davacılar tarafından 22.5.2003 tarihli dilekçe ve aynı tarihli duruşmada, davalı M.. G.. aleyhine açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmeleri nedeniyle davalı Muhammet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
4-Asıl davada, davacı Feyzullah tarafından davalı K.. Y.. aleyhine açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
5-Karşı davada, karşı davacı Kamil tarafından karşı davalı Feyzullah aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren Feyzullah lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece bu yönde bir karar verilmemesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davalı K.. Y.., 3. bent gereğince davalı M.. G.., 4, ve 5. bent gereğince davacı-karşı davalı F.. Ç.. yararına, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.