Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/7845 E. 2013/15332 K. 06.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7845
KARAR NO : 2013/15332
KARAR TARİHİ : 06.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı; Tekirdağ İl Özel İdaresi tarafından vekili olarak yer aldığı davalıya karşı açılan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve tescili davasını takip ettiğini, aralarında yazılı ücret sözleşmesi imzalamaya gerek duymaksızın karşılıklı güven içerisinde sözlü olarak 60.000 TL. vekalet ücreti ödenmesi hususunda anlaştıklarını, vekillik görevini eksiksiz yerine getirdiğini, bilirkişi raporlarının taraflara tebliği sonrasında, davalı tarafın noterden çektikleri azilname ile vekillikten azlettiklerini 60.000,00 TL. ücretinin vekaletten azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar herhangi bir sözlü veya yazılı sözleşme düzenlenmediğini, azlin haklı olduğunu davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece azil haksız kabul edilerek kamulaştırma tespiti ve tescil davasında tespit edilen bedeller üzerinden %10 oranıyla ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine göre açılmış kamulaştırma bedelinin tespiti ve yerin idare adına tescili 2013/7845-15332
davasında, davalı tarafı temsil eden avukatın vekalet ücreti alacağına ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarında sözlü olarak avukatlık ücreti sözleşmesi yaptıklarını, davalıları tespit ve tescil davasında temsil ettiğini ve her dava başına kararlaştırılan 20.000,00 şer TL nin ödenmediğini, azlin haksız olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılar ise davacı ile aralarında herhangi bir yazılı ve sözlü akit bulunmadığını, azil haksız olsa bile bu tür tespit davasında avukata ödenecek ücretin asgari ücret tarifesinde yazılı ücret olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece tespit ve tescil davalarında mahkemenin belirlediği bedelin yüzde 10 u üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının davalıları temsil ettiği ve aralarında yazılı bir ücret sözleşmesinin olmadığı konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında davalı tarafta yer alan davacı avukata ödenecek ücretin ne olacağı konusunda toplanmaktadır. 4650 sayılı yasanın kamulaştırma davalarını yeni bir usule bağladığını öncelikle belirtmek gerekir. Kanun genel hükümler uyarınca açılan kamulaştırmasız el atma davalarının tabi olduğu yöntemden ayrılmıştır. Kamulaştırma bedelinin tespiti ve yerin idare adına tescili davası niteliği itibariyle bir tespit davası niteliğinde olduğundan her iki taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmektedir. Davanın her iki tarafı kamulaştırmaya konu taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemektedir. Açılan davada kamulaştırma bedelinin artımı sözkonusu olabileceği gibi kıymet takdir komisyonun belirlediği değerden daha az bir bedelin ortaya çıkması da imkan dahilindedir. Bu tür davalarda haklı veya haksız çıkan bir taraf yoktur, bu nedenle Mahkemece, 10 uncu maddede öngörülen usule göre kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak mal sahibi adına bir bankaya yatırılması halinde taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin davalı tarafa ödenmesine karar verilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır. Bu açıklamalardan sonra 2942 Sayılı Kamulaştırma yasasının “Yasak İşler ve Eylemler” başlığını taşıyan 31 .maddesinin (e) bendinde “Kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının avukat veya dava vekili veya onlar adına hareket edenlere ait olacağının kararlaştırılamayacağı” hüküm altına alındıktan sonra aynı yasanın 32 maddesinde yasak daha da genişletilerek aksine davranışın suç olduğu belirtilmiş, 33. maddesinde de bu suçun müeyyidesi öngörülmüştür. Bu nedenle yasanın açık düzenlemeleri karşısında kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının avukata ait olacağına ilişkin her türlü ücret kararlaştırmalarının yasaklandığı ve suç sayıldığı, taraflar arasında kurulduğu kabul edilen sözleşmenin BK 19 ve 2013/7845-15332
20. maddeleri ile Yasanın 31. maddesi gereği kesin hükümsüzlüğü gözönüne alınmadan, davacının üç dosya için ayrı ayrı maktu ücrete ait istemi, kıymet takdir komisyonunun belirlediği bedel ile mahkemece tespit edilen bedelin farkı üzerinden talep edilmemesine rağmen yüzde oran üzerinden nisbi ücreti vekalete hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06.06.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhal
Davacı, avukat olduğunu, dava dışı idare tarafından davalıya karşı açılan kamulaştırma bedelinin tespiti davasını davalı vekili olarak takip ettiğini, sözleşme ücretini şifahen 60.000 TL olarak kararlaştıklarını, vekillik görevini hassasiyetle yerine getirdiğini, bilirkişi raporlarının taraflara tebliğinden sonra davalı tarafın haksız olarak kendisini azlettiğini ileri sürerek 60.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, azlin haklı olduğunu davacı ile aralarında sözleşme ilişkisinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, azlin haklı olduğu kabul edilmek ve mahkemenin kamulaştırma bedeli olarak tespit ettiği bedelin %10’u üzerinden (taleple bağlı kalınarak) davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı bu davasında davalı tarafa vekaleten dava dışı İl Özel İdaresince açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasını takip ettiğini, davanın seyrinin karar aşamasına geldiğinde azledildiğini ileri sürerek şifahen kararlaştırılan 60.000,00 TL vekalet ücretinin tahsilini istemiş; davalı taraf ise aralarında sözleşme bulunmadığını, davacı avukatı haklı olarak azlettiklerini, azil haklı olsa bile davacı avukatın Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden telepte bulunabileceğini savunmuştur. Mahkemece ise azlin haksız olduğu kabul edilmek suretiyle kamulaştırma tespit davalarında tespit edilen bedellerin %10’u oranında ve taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Verilen bu karar sayın çoğunluğun bozma kararında da açıkça belirttiği gibi 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasası’nın 31,32 ve 33 maddelerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle kamulaştırma bedelinin %10’u üzerinden vekalet ücretine hükmedilemez. Ancak, davacı avukatın vekillik görevini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen davalı tarafça haksız olarak azledildiği mahkemenin de kabulündedir. Davacı avukata her hangi bir ücret ödenmemesi Avukatlık Kanunun hükümlerine aykırılık teşkil edeceği gibi hak ve nesafet kurallarına da uygun düşmez. Hal böyle olunca da mahkemece, dava dışı İl Özel İdaresinin kamulaştırma bedeli tespiti davası açmadan önce davalıya önerdiği miktar belirlenmeli, önerilen miktar ile mahkemenin açılan tespit davası sonucunda hükmettiği miktar arasındaki fark belirlenmeli, belirlenen bu bedelin davacı avukatın davalıya kazandırdığı menfaat olduğu kabul edilmeli, bu miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapılmalı ve bulunan miktara hükmedilmelidir. Nitekim Dairemizin 23.3.2010 tarih ve 2009/7865-2010/3737 sayılı kararı bu yöndedir. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.