Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/7099 E. 2013/16560 K. 18.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7099
KARAR NO : 2013/16560
KARAR TARİHİ : 18.06.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı banka tarafından akdedilen sözleşmeye istinaden davalıya verilen kredi kartı harcamasından kaymaklanan borcun ödenmediğini, ihtarname keşide edilmesine rağmen alacağın tahsil edilememesi üzerine … 28. İcra Müdürlüğünün 2009/4125 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine kısmi itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de mahkemece davacının bu konudaki talebinin reddine karar verilmiştir. İİK.nun 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı yararına icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, Mahkemece bu kalem istemin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın hüküm fıkrasındaki “Alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine” cümlenin silinerek hüküm fıkrasına “Kabul edilen faiz miktarının % 40’ı üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine” cümlesi eklenerek düzeltilmesine, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 308.22 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 24.30 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.