Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/5716 E. 2014/2138 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5716
KARAR NO : 2014/2138
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2010/332-2012/370

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat S.. K… gelmiş karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı avukatın kendisine ve taşınmazların dava dışı diğer hissedarlarına vekaleten kamulaştırma davasını takip edip sonuçlandırdığını, ne var ki ilama dayalı olarak tahsil ettiği alacaktan vekalet ücreti adı altında fazla miktarda parayı alıkoyduğunu, bu hususun Kütahya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/101 esas 2010/13 karar sayılı dosyasında verilen kararla sabit olduğunu, bunun üzerine davalının uhdesinde bulunan 246.750,00 TL’lik miktardan kendi hissesine düşen miktarın tahsili için davalı aleyhine takip başlattığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın öncelikle zamanaşımı, kabul edilmediği takdirde ise esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, “davada beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle” davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup; işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam
etmektedir. BK’nun 392.maddesi hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı, vekilin hesap vermesi ile işlemeye başlar.
Somut olayda davalı avukatın, davacı ve diğer hissedarlara vekaleten Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/677 esas 2003/106 karar sayılı dosyası üzerinden DSİ aleyhine kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil davası açıp sonuçlandırdığı, tahsil etmiş olduğu ilama dayalı alacağın bir kısmını davacı ve diğer hissedarlara ödediği, daha sonra bakiye vekalet ücreti alacağı bulunduğundan bahisle müvekkilleri aleyhine takip başlattığı, davacı ve diğer hissedarların itirazları üzerine itirazın iptali istemi ile açılmış olan Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/101 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda ise, davalı avukatın vekalet ücreti alacağının bulunmadığı gibi, hak ettiği vekalet ücretinden daha fazla bir miktarda parayı müvekkillerine ödemeyerek uhdesinde tuttuğunun anlaşıldığı, bunun üzerine davacı tarafından hissesine düşen alacak miktarının tahsili amacıyla da eldeki davanın açıldığı, anlaşılmaktadır.
Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2010/101 esas ve 2010/137 karar sayılı ilamda, davalı vekilin vekalet ücreti adı altında fazla miktarda parayı uhdesinde tuttuğu anlaşılmış olduğundan, dava konusu olayda zamanaşımının, söz konusu kararın kesinleştiği 29.6.2011 tarihinden itibaren başladığının kabulü gerekir. O halde dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğraması söz konusu olmadığından, mahkemece işin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.