Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/5077 E. 2014/1499 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5077
KARAR NO : 2014/1499
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2012
NUMARASI : 2011/2-2012/207

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat R.. Ç.. ile davacı vekili Avukat A.. B.. Ö..’ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında 28.12.2010 tarihinde 120 gün süreli gayrimenkul aracılık sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeyi dava dışı eşi Z..A.. adına da imzaladığını, gösterdiği faaliyetler sonucunda davalının taşınmazına alıcı bulunduğunu ve alıcının 2.800.000,00 TL bedel ile almayı kabul ettiğini, durumdan davalının haberdar edildiğini, tarafların satış konusunda anlaşmaya vardıklarını, alıcının 31.12.2010 tarihine kadar satış işlemlerinin gerçekleşmesini istediğini ve alım satım sözleşmesi imzalanarak 50.000,00 TL’lik çekin keşide edildiğini, ancak davalının eşi Z… A…’in ikna edilememesini gerekçe göstererek taşınmazın devrine yanaşmadığını, alıcı ile satıcıyı bir araya getirmesine rağmen satışın gerçekleşmemesinde bir kusurunun bulunmadığını, davalının sözleşmeye göre taşınmazın satış bedeli olarak belirlenen bedelin %3+KDV’si olan komisyon ücreti ile cezai şartı ödemeyi taahhüt ettiği halde ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlası saklı alıcının teklif ettiği satış bedeli olan 2.800.000 TL üzerinden 99.120,00 TL ücret ve 99.120,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 198.240,00 TL’ den 25.000,00 TL’nın 08.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL’ nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Her ne kadar mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; Taraflar arasında Borçlar Kanunu’nun 404. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış Olan 28.12.2010 tarihli komisyon akdi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin %3’ü oranında tellallık ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, taşınmazı satmaktan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin toplam %6’sı oranında tellallık ücretinin %3’ü, davalı satıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının satıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğunda duraksama olmamalıdır.Bunun dışında satış bedelinin geri kalan %3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gereklidir. Davalı tacir olmadığından, BK.nun 161/son maddesi gereğince cezai şartın fahiş olması halinde ise tenkisi gereklidir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Dava konusu olayda, tüm bu olgular dikkate alındığında, davalının taşınmazının satılmasından vazgeçilmesi nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin %6’sı oranındaki kararlaştırmanın %3’ünün ödenmesinin yanında geri kalan %3’ü oranındaki cezai şarttan da BK’.nun 161/son maddesi gereğince indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gereken miktar belirlenip, taleple sınırlı olmak üzere hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte gösterilen nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.100 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 891,00 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.