Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/4983 E. 2014/1396 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4983
KARAR NO : 2014/1396
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2012/264-2012/419

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat S.. Z.. Ş.. G.. ile davacı vekili avukat M.. B..’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalı ile 31.03.2008 tarihinde “Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi”nin düzenlendiğini, sözleşmeye konu taşınmazın satışı konusunda 06.08.2008 tarihli protokol gereğince 11.08.2008 tarihinde, 755.000.USD’den tapuda satıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan komisyon ücretini ödemediğini ileri sürerek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak sözleşmeden kaynaklanan hizmet bedeli, cezai şart ve KDV bedeli toplamından oluşan 119.493,74 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı, davalı ile imzaladığı sözleşme uyarınca davalıya ait taşınmazın satışına aracılık hizmeti verdiğini, hizmetinin karşılığı olan komisyon ücretinin ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 31/03/2008 tarihli “Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi” düzenlendiği, davacı tarafa sözleşmenin 3.maddesinde özel
2013/4983-2014/1396
yetki için 90 günlük süre ve 4.maddesinde de özel yetki süresinin bitiminden itibaren 90 günlük süre daha verildiği, taşınmazın satışına ilişkin 06/08/2008 tarihli olarak düzenlenen satış protokolünde davalı satıcı adına davacı şirketin, alıcı adına da L.. Danışmanlık Şirketinin hareket ettiği ve taşınmazın tapuda satışının 11/08/2008 tarihinde gerçekleştirildiği, davacı şirketin Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesinden doğan edimlerini süresi içinde yerine getirdiği anlaşılmış olup, davacı, davalı ve dava dışı M.. C.. aleyhine yaptığı takipte alacağını takip tarihi itibariyle TL.ye çevirerek talep ettiğinden, BK.nun 83.maddesi uyarınca açılan davada bu tercihinden dönülebilmesi mümkün olmadığından, davanın kısmen kabulüne, 85.524,86 TL.nin 22/08/2009 takip (temerrüt) tarihinden itibaren değişken oranlı ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı 07/06/2010 tarihli dilekçe ile dava dilekçesinin “sonuç ve istem” bölümünde, faiz talebinin sehven “takip tarihinden itibaren” talep edildiğini, dava dilekçesini “alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi” şeklinde ıslah ettiklerini belirtmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının talebi doğrultusunda faizin dava tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken, talebi aşacak şekilde takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Davacı dava dilekçesinde tellallık sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedeli, cezai şart ve bunlara ilişkin KDV bedeli toplamını talep etmiştir. Ancak taraflar arasında yapılmış olan 31/03/2008 tarihli “Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi” ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin bu şekilde ihlali halinde cezai şarta ilişkin bir kararlaştırma bulunmadığına göre, davacının tellallık ücretine hak kazanmış olup, aynı zamanda cezai şart talep edemeyeceğinin kabulü gerekir. Mahkemece, yukarıda değinilen hususlar dikkate alınmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1.)bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2.)ve (3.)bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 0,90TL kalan harcın davacıdan alınmasına, 1.100,00TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.270.00TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.