Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/4530 E. 2014/2059 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4530
KARAR NO : 2014/2059
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2012
NUMARASI : 2010/255-2012/220

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankanın Uşak şubesinden 2008 yılı Ağustos ayında 15.000,00 TL kredi aldığını, aylık ödemenin 513,82 TL olarak belirlendiğini, döviz kurlarının değişmesinden dolayı borcunun arttığını ve aylık ödemelerin 2.210,00 TL olduğunun bildirildiğini, oysaki krediyi TL cinsinden aldığını ve kendisine ödemenin de TL olarak yapıldığını, bunun üzerine başkalarından para alarak 2009 yılı ocak ayında bütün borçlarını kapattığını ancak kur artışı nedeni ile fazla faiz ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalacak şekilde 15.000,00 TL’nin, kredinin başlangıç tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın Reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde Tüketici Kredi sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketici Kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatı ile davaya bakılması gerekirken genel mahkeme sıfatıyla hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.