Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/33477 E. 2014/11787 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33477
KARAR NO : 2014/11787
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2012/678-2013/122

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı M.. Ltd Şti’nin 2010 ve 2011 yıllarının muhasebe işlemlerini yürüttüğünü, 2010 yılı muhasebe hizmetine ilişkin sözleşmesinin bizzat şirket temsilcisi olan davalı ile 2011 yılı sözleşmesinin ise vekalet verdiği dava dışı M.. Ç.. ile imzaladığını sözleşmeden doğan yükümünü yerine getirmiş olmasına rağmen ücretinin ödenmesi için başlattığı takibe itiraz edildiğini ileri sürerek takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, 2011 yılına ilişkin hizmet sözleşmesinin tarafınca imzalanmadığını M..Ç.. verilen vekalet içeriğinde de borçlandırı işlem yapma yetkisinin olmadığını ayrıca mevcut sözleşmeler nedeni ile şirket tüzel kişiliğine sorumluluk yüklenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3421 E sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş , hüküm davalı yanca temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı eldeki davası ile, davalının temsilcisi olduğu şirkete verdiği hizmet nedeni ile hak ettiği ücretin tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin sözleşme kapsamında hesaplanan ücretin davalıdan tahsili gerektiği kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Her iki sözleşmenin de 7. maddesinde iş sahibinin şirket olması durumunda şirket yetkilisinin de sözleşmeden doğan borçtan ötürü müteselsilen ve müştereken borçlu olduğu düzenlenmiştir. Ne var ki 2010 yılına ilişkin sözleşme bizzat davalı yanca imzalanmış ise de 2011 yılı sözleşmesi dava dışı M..Ç.. tarafından imzalanmıştır. Davalı tarafından 07.06.2006 da Beykoz 1. Noterlğince düzenlenen ve dava dışı M.. Ç..’a verilen bu vekaletin incelenmesinde ise, vekile davalı adına muhasebe sözleşmesi imzalayabilme yetkisi verildiğine dair bir hüküm düzenlenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Mahkemece 2011 yılı muhasebe ücretinden davalının sorumlu tutulamayacağı hususu gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın tümden kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte gösterilen nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.