Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/33463 E. 2014/20827 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33463
KARAR NO : 2014/20827
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/579-2013/929

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı; davalılardan General Motors Türkiye Ltd. Şti.’nin distribütörü olduğu, diğer davalının ise yetkili bayisi olduğu Opel marka aracı davalı firmadan 06.01.2006 tarihinde satın aldığını, aracın ayıplı çıkması üzerine açtığı davanın İstanbul 4.Tük.Mah. 2007/616 Esas, 2007/839 Karar sayılı kararıyla reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı mahkemede açılan iade-i muhakeme davasında ise aracın ayıplı olduğu belirlenerek İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinin 20.03.2009 tarih ve 2008/572 Esas, 2009/118 Karar sayılı kararı ile aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Dairemizin 07.12.2009 tarih, 2009/7448 Esas ve 2009/14192 Karar no’lu ilamı ile dava dilekçesinde ileri sürülen hususların iade-i muhakeme nedeni olmayıp, yeni bir dava nedeni olabileceği gerekçesiyle hükmün bozulduğunu ve bozma kararına uyan yerel mahkemece bu kez davanın reddine karar verildiğini ve bu kararında 29.07.2010 tarihinde kesinleştiğini; daha sonra yeniden açtığı davada, İstanbul 3.Tük.Mah. 2010/571 Esas 2011/488 Karar sayılı karar ile ayıplı aracın yenisi ile değişimine, tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verildiğini, tüm bu davalar sürecinde meydana gelen zararın davalıların kusur ve ihmalinden kaynaklandığını ileri sürerek, araçla ilgili yaptığı masraflar, mahkeme masrafları, otopark ücretleri, konaklama ücreti, yol/benzin masraflarına karşılık olmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 21.557,69 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte, 10.000,00 TL manevi tazminatın davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne 5.000,00.-TL manevi tazminat ile (21.557,69.-TL’nin dava, 2.457,48.-TL’nin ıslah tarihinden itibaren olmak üzere) 24.015,17.-TL maddi tazminatın ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece maddi tazminatın yanında 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Her ne kadar davacı satın aldığı ayıplı yakıt nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de dava konusu olayda manevi tazminatın koşulları oluşmamıştır. B.K.’nun 49. maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için; şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Buna göre olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak mahkemece manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-İncelenen dosya içeriğine göre, davaya konu aracın ayıplı olarak davacıya satılmış olduğu, arızaların kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, yine bu arızanın daha önce tespit edilmiş olması halinde araçta oluşan motor hasarının da önlenebileceği, davalıların, araçta bulunan üretim hatası nedeni ile aracın değişimini kabul etmeyip, davacıya seçimlik haklarını kullandırmayarak, davalar açmasına sebep oldukları bu nedenle gerçekleşmiş zararından ötürü tazminle sorumlu oldukları kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık, belirtilen zarar miktarının hangi kalemlerden oluşacağı noktasındadır.Mahkemece, davacının zararının tamirat, çekici, otopark, benzin, konaklama, taksi, mahkeme masrafları ile aracı kullanmadığı dönemde kiraladığı araç için ödediği araç kiralama ücretinden oluştuğu belirtilerek 24.015,17.-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Menfi zarar; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden, sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkmaktadır. Bu husus mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 108. maddesindeki düzenleme ile 6098 sayılı TBK 125/3 maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmaktadır. Burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Menfi zarar kapsamında istenebilecek zarar kalemleri arasında, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zararlar, dava masrafları v.b kalemler bulunmaktadır.
Kural olarak menfi zarar alacaklısı, öncelikle uğradığı zararın varlığını, ardından ise borçlunun eylemi ile oluşan zarar arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Dolayısıyla sorumluluk şartları gerçekleştiği taktirde, zarar veren, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi gidermek durumundadır.
Eldeki davaya dayanak oluşturan İstanbul 3.Tüketici Mahkemesinin 2010/571 Esas 2011/488 Karar sayılı kararın gerekçesinde; araçta meydana gelen hasarın kullanıcı hatası olmayıp, daha önce tespit edilmiş olması halinde araçta oluşan motor hasarının önlenebileceği hususunda mahkemede kanaat oluştuğunun belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın ise Dairemize ait 2011/17696 E, 2012/4556 Karar sayılı karar ile onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının İstanbul 4.Tüketici Mahkemesine ait 2007/616 Esas, 2007/839 Karar sayılı dosyası ile aynı mahkemede açılan iade-i muhakeme davasında yaptığı dava masrafları ile, aracın motorunun değişimine ilişkin masraf bedelinin davalılardan tahsilinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakta ise de, mahkemece hükmedilen zarar kalemleri arasında bulunan araç kozmetiği, otopark, benzin, otobüs seyahati ve konaklama giderleri ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağının davacı tarafından ispat edilememiş olmasına rağmen mahkemece bu zarar kalemlerinin de davalılardan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
4-Davacı, dava dilekçesinde aracın tamir süresi boyunca aracını kullanamadığını ileri sürerek aracın tamir dönemi içinde araç kiralanmasına ilişkin fatura ibraz etmiştir. Dava konusu aracın tamir edildiği dönemde yürürlükte olan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin garanti ve tamir süresi alt başlıklı 6.maddesinin son bendinde “Malın arızasının 15 iş günü içerisinde giderilememesi halinde, imalatçı–üretici veya ithalatçı; malın tamiri tamamlanıncaya kadar, benzer özelliklere sahip başka bir malı tüketicinin kullanımına tahsis etmek zorundadır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme kapsamında davacı tüketicinin bir talebi aranmaksızın aracın tamir süresinin 15 günü aşması halinde bu süreyi aşan döneme ilişkin araç tahsis zorunluluğu getirilmiştir. Davalı taraflarca davacıya araç tahsis edildiği iddia ve ispat edilemediğine göre de, mahkemece tamir süresinin 15 günlük süreyi aşan kısmı yönünden, bu tamir döneminde davacının araç kiralamak zorunda bırakılması nedeniyle doğan zararının hesaplanarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu kaleme yönelik talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle, davalıların diğer bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2, 3, ve 4. bentte açıklanan nedenler ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.