Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/33433 E. 2014/39877 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33433
KARAR NO : 2014/39877
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2013/169-2013/321

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat A. Ç. ile davalı A.İ.. Ş..’nin gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile noterde 5.4.1995 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince davalının kendisine ait taşınmaz hissesini satmayı vaat ettiğini, bedelin tamamını ödemesine rağmen davalının tapu devir borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç bedelinin tespiti ile faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, dava konusu parselin çok hisseli olup halen ifraz yapılamadığını, ferağ vermek için yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, ferağ verilememesinde kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı tarafın sözleşmede belirlenen yaptırımların uygulanması için gerekli olan ferağı vermekten kaçınma veya ferağı imkansız hale getirme koşulunun gerçekleşmediği, aradaki ilişki gözönüne alındığında davalının davacı aleyhine korunması gereken bir kötü niyeti ve buna bağlı haksız kazancı veya davacının iyiniyetine dayalı korunması gereken üstün bir hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın davalı tarafından tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç bedelinin tespiti ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, dava konusu parselin çok hisseli olup halen ifraz yapılamadığını, ferağ vermek için yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, ferağ verilememesinde kusurunun olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafın sözleşmede belirlenen yaptırımların uygulanması için gerekli olan ferağı vermekten kaçınma veya ferağı imkansız hale getirme koşulunun gerçekleşmediği, aradaki ilişki gözönüne alındığında davalının davacı aleyhine korunması gereken bir kötü niyeti ve buna bağlı haksız kazancı veya davacının iyiniyetine dayalı korunması gereken üstün bir hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 5.4.1995 tarihinde noterde taşınmaz satışı hususunda satış vaadi sözleşmesi imzalandığı hususu çekişmesizdir. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapıldığından geçerlidir. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, edimin ifasının imkansız hale geldiği tarih itibariyle taşınmazın rayiç değerini isteyebilir. Öyle olunca mahkemece davalının ediminin ifasının imkansız hale geldiği tarih saptanıp dava konusu taşınmazın bu tarih itibariyle rayiç değeri belirlenerek bu bedele hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24,30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.