Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/33210 E. 2014/9829 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33210
KARAR NO : 2014/9829
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2010/704-2013/560

Taraflar arasındaki alacak-sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-k.davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat olduğunu, davalının eşinin trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle açılacak tazminat davalarını takip etmesi için 16.06.2009 tarihinde kendisine vekaletname verdiğini, 17.08.2009 tarihli yazılı ücret sözleşmesi yaptıklarını,bu vekaletnameye dayanarak Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/308 e sayılı dosyası ile de 90.000.00 TL değerinde manevi tazminat davası açtığını, Antalya 1. As. H. Mahkemesinin 2009/259 esas sayılı dosyası ile 90.000.00 Tl maddi tazminat davası açtığını, tüm işleri yasalara uygun olarak takip ederken davalının hiçbir gerekçe göstermeden 03.09.2010 tarihinde kendisini haksız olarak azlettiğini, vekalet ücreti ve karşı vekalet ücreti olarak 63.140.00 TL alacağının bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000.00 TL’nın tahsiline ve davalının birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, akrabası ve avukat olan davacıya eşinin trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle açılacak tazminat davalarında kendilerini temsil etmesi amacıyla genel vekaletname verdiğini, vekalet sözleşmesi yapmadığını, ücret sözleşmesinin yapıldığı iddia edilen 17.08.2009 tarihinde ağır depresyon geçirmekte olduğunu ve sözleşme yapma yetisinin olmadığını, davacının Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/83 esas sayılı dosyasına bir kez dahi katılmadığını ve işlerini takip etmediği için haklı olarak azlettiğini, ücret sözleşmesine göre ücretin dava sonunda alınacak tazminatlarla ödeneceğinin yazılı olduğunu, henüz alınmış bir tazminat olmadığı için davacının ücret talebinin 2013/33210 2014/9829
haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş; Davalı, birleşen davasında da; davacının tarafından imzalandığını iddia ettiği avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek bu sözleşmenin iptalini istemiştir.
Mahkemece, azlin haklı olması nedeniyle davacının ücrete hak kazanamayacağı ve sözleşmenin haksız şart niteliğinde düzenlemeler içerdiği gerekçisiyle davacının davasının reddine, davalının birleşen davasının kabulü ile taraflar arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, hüküm; davacı (birleşen dosyanın davalısı) tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının verdiği vekaletnameye istinaden maddi ve manevi tazminat davaları açtığını, davalarını yasalara uygun olarak takip etmekte iken davalının haksız olarak kendisini azlettiğini ve aralarındaki sözleşme gereğince avukatlık ücretlerini ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı, (birleşen dosyanın davacısı) avukatlık ücret sözleşmesi imzalamadığını, ağır depresyon geçirmesi nedeniyle sözleşme yapacak geçerli bir iradesinin olmadığını ve davacının işleri takip etmemesi nedeniyle haklı olarak azlettiğini savunmuş ayrıca birleşen dosyasında avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının ceza dosyasını takip etmemesi nedeniyle azlin haklı olduğu, avukatlık ücret sözleşmesinin haksız şartlar içerdiği ve davacının ücrete hak kazanamayacağı gerekçesiyle, davacının davasının reddine, davalının birleşen davasının kabulü ile avukatlık ücret sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir. Her ne kadar davalı azlin haklı olduğunu ileri sürmüş, mahkemece de azlin haklı olduğuna karar verilmiş ise de bilirkişi raporundan ve tüm dosya kapsamından da açıkça anlaşılacağı gibi, davacı avukat, davalıya vekaleten Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/83 sayılı dosyasında işini gereği gibi takip etmiştir. Hal böyle olunca davalının davacı avukatı azletmelerinin haklı nedenlere dayanmadığı ve davacının haksız olarak azledildiği kabul edilmelidir.
Avukatlık Kanunu’nun 174/2 maddesinin “Avukatın haksız azli halinde ücretin tamamı verilir” hükmü ve 164/4. maddesinde “…Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine 2013/33210 2014/9829
göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu hükümlere göre davacı avukatın iş sahibinden akdi ilişki nedeniyle müstehak olduğu ücret taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinde belirlenen miktar kadardır. Taraflar arasında avukatlık ücreti hususunda 17.08.2009 tarihli yazılı sözleşme yapılmış olup bu sözleşme geçerlidir.Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacının hak ettiği ücretin hesaplanması ve taraflar arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesi geçerli olduğuna göre davalının birleşen dosyasının reddine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece, avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli olduğu, davacının haksız azledildiği, Avukatlık Kanunu ile taraflarca imzalanan avukatlık ücret sözleşmesine göre hesaplanacak ücrete hak kazanacağı ve yukarıda açıklandığı şekilde vekalet ücreti hesaplanması gerektiği gözetilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 1.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.