Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/33050 E. 2014/14258 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33050
KARAR NO : 2014/14258
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/1712-2013/2802

Taraflar arasındaki ayıplı ve eksik işlerden kaynaklanan değer kaybı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 22.02.2007 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi ile Ankara T. Vadisi Toplu Konut Projesi Y1-.. Blok .. nolu daireyi bedeli karşılığı davalıdan satın aldığını, sunulan mahal listeleri, proje, katolog, resim ve broşürler göz önüne alındığında gerek daire içi gerek blok gerek site genelindeki eksik ve ayıplı işlerden dolayı uğradığı değer kaybının gayrimenkulün satış değerinin en az % 30′ una ulaştığını, bu değer kaybından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini artırmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne, 6.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda gerek daire içi, gerek blok ve gerekse site genelinde yapılması taahhüt edilen ancak eksik ve ayıplı yapılması nedeniyle davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda, bu hususlar gözetilmeksizin hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Davacının talebinin yalnızca değer kaybına ilişkin olduğu hususu ve ayrıca hem değer kaybı hem de eksik ve ayıplı imalat bedeli talep edilemeyeceği ilkesi göz ardı edilerek , mahkemece hem değer kaybına hükmedilip hem de eksik imalat bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yeniden bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.