Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/33021 E. 2014/11516 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33021
KARAR NO : 2014/11516
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2012/647-2012/548

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı,davalı ile yaptığı dil eğitim hizmet sözleşmesine göre davalıya her biri 192 TL bedelli 10 adet senet verdiğini,bir ay hizmet aldıktan sonra Zonguldak iline taşınması nedeniyle sözleşmeyi iptal etmek istediğini,bunun üzerine davalı tarafından bu senetlerin takibe konularak hakkında kambiyo senetlerine mahsus İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2011/6938 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını,haciz tehdidi ile karşılaşmamak için bono bedellerini ödeyerek bu bedelin istirdadı için davalı hakkında İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2011/14207 Esas sayılı dosyasına konu icra takibi yaptığını,icra takibine itiraz üzerine İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 2011/349 esas sayılı dosyasına konu itirazın iptali davasının halen derdest olduğunu,ilgili yönetmeliğin 9. maddesine göre 1 ay sonrasında ayrılması nedeniyle kalan ücretten sorumlu olmadığını ve davalıya verilen bonoların hizmet karşılığı verilmesi nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığını ileri sürerek;davalı ile yapılan sözleşmenin iptali ile İstanbul 25.İcra Müdürlüğünün 2011/6938 esas sayılı dosyasına konu bonoların iptaline ve buna bağlı olarak icra takibinin iptalini,haksız takipten dolayı davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı savunmasında,davacı tarafından tarafı ve konusu aynı olan İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 2011/349 esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini,davacının ileri sürdüğü ikamet değişikliğinin ilgili yönetmelik ve Tüketici Yasası kapsamında geçerli bir mazeret olmadığı gibi ihbarında 30 günlük yasal sürede yapılmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ve davalı arasında yapılan 03.10.2011 tarihli sözleşme ile davalı tarafından davacıya 04.10.2010-04.10.2011 tarihleri arasındaki dönem itibariyle yabancı dil eğitimi verilmesi kararlaştırılmıştır. Davacının bu kapsamda bir aylık yabancı dil eğitim hizmetini aldığı ve ikamet değişikliği nedeniyle eğitimine devam edemediği,bunun üzerine davalı tarafından 25.10.2011 tarihinde İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2011/6938 esas sayılı dosyasına konu icra takibi ile sözleşmeye konu ücretin tahsiline dönük olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapılmıştır. Davacı bu takip üzerine icra dosyasına ödeme yaparak yaptığı ödemenin bir kısmının davalıdan tahsili amacıyla İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2011/14207 Esas sayılı dosyasına konu ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatmıştır. Davalının bu takibe itirazı üzerine davacı İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 2011/349 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açmış,bu dava eldeki davadan önce karar verilerek kesinleşmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu her iki davanın konusunun aynı olduğu ve İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 2011/349 esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinin 2011/349 esas sayılı davanın konusunun davalı aleyhine İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2011/14207esas sayılı dosyası ile yapılan icra takip miktarı olan 1.366 TL asıl alacak olmak üzere toplam 1.386 TL’nin tahsiline dair itirazın iptali istemine ilişkin olduğu,Eldeki davanın konusunun ise Davalı tarafından davacının aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla yürütülen İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2011/6938 esas sayılı dosyasına konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmaması nedeniyle bonoların ve bu bonolara dayalı yapılan icra takibi ile takibin dayanağı olan sözleşmenin iptali istemine ilişkin olduğu,dolayısıyla her iki davadaki taleplerin farklı talepler olduğu gözetilerek mahkemece her iki dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün kararı temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 14.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.