Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/32994 E. 2014/35012 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/32994
KARAR NO : 2014/35012
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2013
NUMARASI : 2010/1102-2013/1529

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat T.. T.. D.. ile davalı Toki Başkanlığı vekili avukat Ö.. A..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 31.01.2007 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile İstanbul Halkalı’da bulunan 24 nolu daireyi satın aldığını, daireyi teslim aldıktan sonra içine 10.000,00 TL masraf yaptığını, 09.09.2009’da meydana gelen selde, oturduğu binanın çukurda olması nedeniyle zemin kat ve 1. katın sular altında kaldığını, tüm kat maliklerinin botlarla tahliye edildiğini, bu olumsuzluk sonrası kendisinin ve diğer kat maliklerinin rızası alınmadan tamirat yapıldığını ve neticede bodrum kat+zemin katın etrafının doldurularak 1. katın zemin kat seviyesine getirildiğini, kendisine ait 5. kattaki dairenin 3. kat seviyesine düşürüldüğünü, binanın temelinin tahribata uğradığını, olayın basında yer alması nedeniyle daire fiyatlarının düştüğünü ileri sürerek, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshine, daire bedeli ve yaptığı masraf toplamı olan 208.929,00 TL nın yasal faiziyle davalıdan tahsiline, ayıbın sözleşmenin feshine yeterli görülmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla meydana gelen değer azalmasına karşılık 30.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak, ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, 28.798,00 TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 09.09.2009’da meydana gelen sel nedeniyle yapılan tamirat sonucunda kendisine ait 5. katta bulunan dairenin 3. kat seviyesine düşürüldüğünü, meydana gelen değer azalmasına karşılık uğradığı zararın tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda; bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişi tarafından yapılan yanlış hesaplamaya itibar edilerek karar verilmiştir. Bilirkişinin yaptığı hesaplamanın Dairemizin uyguladığı nispi metoda uygun olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bilirkişiden ek rapor alınıp nispi metoda göre hesaplanan değer azalması tespit edilerek, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.