Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/32781 E. 2014/636 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/32781
KARAR NO : 2014/636
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2013/209-2013/236

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalıya ait olan aracı, dava dışı .. M… şirketinin yaptığı ihaleden 38.000.00.TL’ ya satın aldığını ve davalının aracın satışını 28.01.2011 tarihinde noterden kendisine devrettiğini, kendisinde 06.07.2011 tarihinde aracı davadışı üçüncü kişiye sattığını, sonradan aracın daha önceden pert olduğunun öğrenildiğini ve dava dışı 3. şahsın aracı kendisine iade ettiğini ve kendisinin de 43.000.00.TL ödeme yaptığını ileri sürerek araç satış sözleşmesinin iptali ile zararı olan 43.450.00.TL’ nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yerleşim yerinin Ümraniye olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini dilemiştir..
Mahkemece, yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ve görevli Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin 2013/32781-2014/636
sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, gerekçe kısmında “…davalının adresi Ümraniye olduğuna göre HMK’ nın 6. maddesindeki genel yetki kuralı gereğince uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkeme Ümraniye Asliye Hukuk Mahkemesidir…” yazılmasına rağmen hüküm fıkrasında “…dosyanın yetkili ve görevli Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği, böylece gerekçede tefhim edilen hükme aykırı hüküm kurularak gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.