Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/32631 E. 2014/19550 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/32631
KARAR NO : 2014/19550
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/198-2013/373

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının birtakım banka dekontlarına dayanarak kendisi aleyhine icra takibi başlattığını, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davacıyı tanımadığını, kendisinin kardeşi olan İrem ile davacının aynı işyerinde çalışmakla olup İrem’in davacıdan ev almak üzere anlaştıklarını, İrem’e borcu olması nedeniyle onun talebi üzerine borcuna mahsuben davacıya banka yoluyla 50.000TL gönderdiğini, ev satışının gerçekleşmediğini, aralarında karz ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ispat külfetinin davalıda bulunduğu, davacının ev satışı kapsamında davacıya para gönderdiğini yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının davacıya 8.2.2007 tarihinde banka aracılığıyla 50.000TL verdiği dosya kapsamından anlaşılmakla olup esasen bu husus taraflar arasında da çekişmesizdir. Davacı, 50.000 TL bedelli dekonta dayanılarak başlatılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacıyı tanımadığım, kendisinin kardeşi olan İrem ile davacının aynı işyerinde çalışmakla olup İrem’in davacıdan ev almak üzere anlaştıklarını, İrem’e borcu olması nedeniyle onum talebi üzerine borcuna mahsuben davacıya banka yoluyla 50.000 TL gönderdiğini, ev satışının gerçekleşmediğini, aralarında karz ilişkisi bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının iddiasını yazılı belge ile îspat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin dosyada mevcut 2010/842 esas sayılı dosyasında kesinleşen karar gereğince davacı ile dava dışı İ. E. arasında ev satışı hususunda anlaşma sağlandığı. İrem’in bu kapsamda davacıya birtakım ödemeler yaptığı, bilahare ev satışının gerçekleşmemesi üzerine İrem’in yaptığı ödemelerin iadesi amacıyla başlatılan icra takibinden dolayı açılan menfi tespit davasının reddedildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı, davacı ile aralarında karz akdi bulunduğuna dair İddiada bulunmamıştır. Bütün bu olgular gözetildiğinde davacıya yapılan dava konusu ödemenin ev satışı kapsamında yapıldığının kabulü gerekir. Öyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 854,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.