Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/32324 E. 2014/15494 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/32324
KARAR NO : 2014/15494
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2013
NUMARASI : 2012/438-2013/249

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı avukat olduğunu, davalının vekili sıfatıyla davalının taraf olduğu dava ve icra takiplerini yürüttüğünü, icra dosyalarından bir tanesinde tahsil ettiği paradan kararlaştırılan ücreti keserek ödeme yapmak istediğinde miktar konusunda aralarında tartışma çıktığını ve tartışmanın kavgaya dönüştüğünü, haksız olarak azledilmesiyle de vekillik görevinin sona erdiğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere ücretinden 10.000 TL.nın faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının kendisine tahsil ettiği paradan eksik ödeme yaptığını, tartışmaya ve kavgaya davacının sebep olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davada, davalının kendisine hakaret edip kavga çıkardığını, haksız olarak azledildiğini, istifasının da haklı nedenlere dayandığını belirterek ücretinin tahsilini istemektedir. Mahkemenin davanın kabulüne dair ilk kararı dairemizce, davacı hakkında görülen ceza davasının soncunun beklenmesi gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, dairemiz bozma kararına uyularak davacının ceza davasında mahkum olduğu belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki, mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olması 6100 sayılı HMK.nun 297 ve Anayasanın 141.maddesi uyarınca zorunludur. Bu husus Anayasal ve yasal mevzuat uyarınca zorunlu olduğu gibi, mahkeme kararının temyiz denetimi de ancak kararın gerekçeli olarak yazılması halinde mümkündür. Temyiz edilen mahkeme kararı incelendiğinde azlin, varsa istifanın haklı olup olmadığı yönünden bir belirlemenin bulunmadığı, azlin veya varsa istifanın yerinde olup olmadığının karar yerinde tartışılmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının ceza mahkemesinde mahkum olduğunun karar yerinde gösterilmesinin azlin veya istifanın haklı olup olmadığı yönünde yeterli gerekçeyi kapsamadığı da sabittir. Bu itibarla mahkemece, davacının vekaletten azlinin veya varsa davacı avukatın istifasının haklı nedenlere dayalı olup olmadığının araştırılarak bu hususun karar yerinde de gösterilmesi gerekir. Araştırma sonunda, davacı avukatın davalı müvekkili tarafından azledilmesinin haklı veya varsa davacının istifasının haksız olduğunun kabul edilmesi halinde ise, azil veya istifa tarihinde davacının tahsil edilerek veya sonuçlanarak kesinleşen işlere ait avukatlık ücretini Avukatlık Kanununa göre hesaplanan miktarda isteyebileceğinin kabulü gereklidir. Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilmeden, yeterli inceleme yapılmadan eksik ve yetersiz gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 14.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.