Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/31953 E. 2014/21354 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31953
KARAR NO : 2014/21354
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/117-2013/336

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ve davalı Y.. Ö.. avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asil A.. Ö.. ile vekili avukat A. A. geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların vekili olarak Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2005/329 esas sayılı davayı takip ettiğini, davalılarla ayrı ayrı ücret sözleşmesi imzaladığını, görevini özenle ve gereği gibi yerine getirdiği halde davalılar tarafından haksız olarak azledildiğini, vekalet ücretlerinin ise ödenmediğini, alacaklarının tahsili için başlatmış olduğu icra takiplerine de itiraz edildiğini ileri sürerek, takiplere yapılan itirazların iptaline, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, azlin haklı olduğunu, davacının boş sözleşmeleri imzalatarak kendilerini kandırdığını, ahzu kabz yetkisi içeren yeni vekaletnameler istediğini, bilirkişi raporları konusunda doğru bilgiler vermediğini, davalılar A.. Ö.. ve Y.. Ö..’ın tüm davalılar adına davacı ile görüştüklerini ve tüm paydaşlar adına 20.000-TL’ye anlaşarak yeni bir sözleşme imzaladıklarını, böylece önceki sözleşmelerin geçersiz hale geldiğini savunarak davanın reddini ve %40 inkar tazminatının ödetilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, taraflar arasındaki Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün 2006/5905-5906- 5907- 5909- 5910- 5911- 5912- 5913- 5914- 5915- 5917 sayılı icra takip dosyalarına davalı-borçlu tarafça yapılan itirazların kısmen iptali ile takiplerin Alacak miktarları itibari ile devamına, işlemiş faiz ve ferileri miktarındaki alacak miktarına yönelik itirazlar hakkında davalı taraf temerrüdü bulunmadığından itiraz yerinde olmakla bu kısım alacak için yapılan itirazın iptali istemleri ve davasının reddine, Adana 8.İcra Müdürlüğü’ nün 2006/5916 sayılı icra takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile 14.360-TL asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına, asıl alacağın 3.640-TL’lik miktarı için itirazın iptali davasının reddine, işlemiş faiz ve ferileri miktarındaki alacak miktarına yönelik itirazlar hakkında davalı taraf temerrüdü oluşmadığından itiraz yerinde olmakla bu kısım alacak için yapılan itirazın iptali istemleri ve davasının reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı avukatın 2006 yılında verilen vekaletnameler ve ayrı ayrı düzenlenen avukatlık ücret sözleşmeleri gereğince davalıların vekili sıfatı ile Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/329 Esas sayılı kamulaştırma bedelinin tespiti davasını takip ettiği, 12.04.2006 tarihinde görülen lüzum üzerine vekillikten azledildiği, Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.01.2009 tarih, 2008/8 Esas 2009/16 Karar sayılı ilamı ile görevi kötüye kullanmak suçundan beraat ettiği ve kararın kesinleştiği, tüm dosya kapsamından davacının azlinin haklı nedene dayanmadığı anlaşıldığı gibi bu hususlar mahkemenin de kabulündedir. Davalılar, davacı ile ayrı ayrı imzalanan 03.02.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmelerinin davalıları temsilen Y.. Ö.. ve A.. Ö.. ile davacı arasında düzenlenen 12.04.2006 tarihli sözleşme ile yenilendiğini, son sözleşmenin tüm paydaşlar adına imzalandığını, tüm paydaşlar adına 20.000-TL’ye anlaşıldığını, artık ilk sözleşmeler gereğince davacının bir talepte bulunamayacağını savunmuşlardır.Bahsi geçen 12.04.2006 tarihli adi yazılı sözleşmede; “..görülmekte olan davada taşınmazın parası bankaya yattığından itibaren en geç bir hafta içerisinde Av. B.. Ö..‘e makamında 20.000 YTL peşin ve nakten ödeneceği, Av. B.. Ö..’e makamında 20.000 YTL peşin ve nakten ödendikten sonra hiçbir şekilde mahkemece belirlenen taşınmaz değeri üzerinden hiçbir ücret (avukatlık ücreti) talep edilemeyeceği, taraflardan Y.. Ö.. ve A.. Ö..’ın Av. B.. Ö..’e karşı borçlandığı 20.000 YTL için diğer mirasçılar E. A. G.. İ.., E.. Y.., F.. Ö.., İ.. Ö.., E. A., H. Ö., D.. İ.., Y.. Ö.. ve A.. İ..’na kefil olduğu kararlaştırılmış ve sözleşme davalılar Y.. Ö.., A.. Ö.. ile davacı tarafından imzalanmıştır. İş bu sözleşmenin içeriğinden, kaleme alınış biçiminden ve özellikle “20.000 YTL peşin ve nakten ödendikten sonra hiçbir şekilde mahkemece belirlenen taşınmaz değeri üzerinden hiçbir ücret (avukatlık ücreti) talep edilemeyeceği”, yine son cümlesinde yer alan “20.000 YTL borç için diğer mirasçılarada kefil olunduğu” ibarelerinden daha önce davalılarla ayrı ayrı imzalanan avukatlık ücret sözleşmelerinin bu sözleşme ile yenilendiği, artık bu son sözleşmeye itibar edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Yenilenen sözleşmede sadece Y.. Ö.. ve A.. Ö..’ın taraf olması ve borcu diğer davalılar adına üstlenmeleri sebebi ile diğer davalıların davacıya karşı sorumlu olmayacakları, davalıların kendi aralarındaki sorumluluğun bir iç ilişki olduğu kabul edilmelidir. Hal böyle olunca temerrüt oluşmadığından davalılar A.. Ö.. ve Y.. Ö.. yönünden davacıya ödenen 3.640-TL’nin asıl alacaktan mahsubu ile bakiyesi üzerinden takibin devamına, diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve yanlış değerlendirme ile tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı Y.. Ö..’a ödenmesine, peşin alınan 24.30 TL. temyiz harcının istek halinde davacıya, peşin alınan 1.457.00 TL temyiz harcın davalı Y.. Ö..’a iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.