Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/31925 E. 2014/11872 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31925
KARAR NO : 2014/11872
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2012/390-2013/319

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı N..T..adında hastanın 10.08.2009 tarihinde acil olarak işletmekte olduğu hastaneye başvurarak tedavi olduğunu, hasta yakınına onay formu imzalatılıp tedavi hizmet bedelinin yasaya uygun olarak faturalandırıldığını, hastadan yasaya aykırı ek ücret talep edilmediğini, buna rağmen davalının sözleşmenin 3.1.31 maddesine muhalefet nedeniyle 5.1.11 maddesi gereğince 30.000.00 TL cezai şart uyguladığını, söz konusu cezai şartın hukuka aykırı olduğunu ve hastadan tahsil edilen ücretin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek cezai şart işleminin iptaline ve tahsil edildiği tarihten itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan işlemin sözleşmeye ve yasalara uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı hastaya 10.08.2009 tarihinde acil polikliniğinde sağlık hizmeti verildiği, hasta yakınına onay formu imzalatılıp tedavi hizmet bedelinin yasaya uygun olarak faturalandırıldığı, hastadan mevzuata aykırı ek ücret talep edilmediği ve uygulanan cezai işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmış olup davalı ise yasa gereği acil hastalardan ücret alınmayacağını ve cezai şartın sözleşmeye uygun olarak tesis edildiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda cezai işlemin
hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda, esansiyel hipertansiyon şikayeti ile mesai saati sonrasında davacı sağlık kuruluşuna başvuran kişinin acil hasta olarak kabul edilmeyeceğini, olay tarihi itibariyle acil hastalardan ilave ücret alınmayacağına dair düzenlemenin bulunmadığını, belirlenen oranda ilave ücret alınabileceğini ve faturalandırmanın yasal olduğunu bildirmiş fakat tedavi tarihi itibariyle Özel Hastanelerin fark ücreti almasına ilişkin genelgelere, Maliye Bakanlığı’nın 25.05.2007 tarihli Tedavi ve Yardıma ilişkin Uygulama Tebliğine ve 5510 sayılı yasayla acil hastalara ilişkin yapılan yasal değişikliklere ilişkin bir değerlendirmede bulunmamıştır. Bilirkişi raporunun bu haliyle eksik ve yetersiz olduğu hükme esas alınmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, üç kişilik uzman bilirkişi heyeti oluşturularak, dava dışı N,,nın acil hasta kabul edilip edilmeyeceği, davalıdan talep edilen tedavi giderlerinin işlem tarihi itibariyle 5510 sayılı yasayla acil hastalara ilişkin yapılan yasal değişikliklere, özel Hastanelerin fark ücreti tahsiline ilişkin genelgelere, Maliye Bakanlığı’nın 25.05.2007 tarihli Tedavi ve Yardıma ilişkin Uygulama Tebliğine göre tahsil edilip edilemeyeceğine ilişkin değerlendirmeleri içeren ve denetimine açık rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.