Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/31838 E. 2014/11870 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31838
KARAR NO : 2014/11870
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2011/495-2013/208

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Enez Vakıflar Köyü sınırlarında içerisinde bulunan alanın, 6831 sayılı yasanın 17. maddesine göre Orman Genel Müdürlüğü tarafından 49 yıllık intifa hakkının davalıya tahsis edildiğini, davalının taşınmazın bir bölümününü kendisine devretmesi nedeniyle intifa hakkı sahibi olduğunu, bu alanda inşa ettiği yazlık evi kullanmaya başladığını, dava dışı Orman İdaresinin intifa hakkına ilişkin sözleşmeyi iptal etmesi ile birlikte kendisinin de söz konusu yeri kullanmaktan men edildiğini, Enez Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/7 E. 2006/112 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda orman arazisinde bulunduğu gerekçesiyle yazlık evinin müsaderesine karar verildiğini, davalıya karşı taahhütlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, kullanamadığı yazlık evinin rayiç değeri üzerinden zarara uğradığını ve evi kullanabilmek için ilgili şirkete kira ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL tazminatın ve 7.475.00 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının söz konusu yerde mülkiyet hakkının bulunmadığını, dava dışı Orman İdaresi tarafından Belediyeye yapılan tahsisin iptal edilmesi üzerine Edirne İdare Mahkemesinde açmış oldukları davanın, Orman İdaresi lehine sonuçlanarak “tahsisin iptali” işleminin kesinleştiğini, olayda Belediyenin kusuru olmadığından davacıya karşı 2013/31838-2014/11870
herhangi bir sorumlulukları da bulunmadığını, kaldı ki tahsisin iptalinden sonra söz konusu yerin, dava dışı Orman İdaresince yapılan ihale sonucunda davacının da ortak olduğu bir şirkete kiralanması ve davacının halen bu yeri kiracı sıfatı ile kullanmakta olması nedeniyle herhangi bir zararının da söz konusu olmadığını savunarak davanın gerek husumet gerekse esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, Mahkemece, 2011/4425 esas 2011/12037 karar sayılı bozma ilamına uyulmuş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu evin 2008 yılı itibariyle güncel değerinin 668.08 TL olduğu ve 7.475.00 TL kira bedeli ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.143.08 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki davada inşa ettiği evin dava tarihi itibariyle rayiç değerini ve eve el konulması nedeniyle ödemek zorunda kaldığı kira bedelini talep etmiştir. Mahkemece, davacının inşa ettiği evin dava tarihi itibariyle rayiç değeri ve ödemek zorunda olduğu kira bedelini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 2011/4425 esas 2011/12037 karar sayılı ilamı ile 12.09.2011 tarihinde “…somut olayda davacı, su basman seviyesinde iken davalıdan intifa hakkını alarak tamamladığı binanın ancak yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa fiyatlarına göre malzeme ve işçilik bedelleri dahil olmak üzere tüm yapım masraflarının ödetilmesini talep edebileceğinden, mahkemenin geçerli olması halinde dahi “yap işlet, devret” şeklindeki niteliği itibariyle mülkiyet hakkı doğurmayan geçersiz sözleşmeye dayanarak, “yapılan binanın dava tarihindeki rayiç değerinin ödetilmesi” gerektiğine ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır. O halde: mahkemece, davacı tarafından tamamlanan binanın, yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa fiyatlarına göre malzeme ve işçilik bedelleri dahil olmak üzere tüm yapım masrafları, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenerek, belirlenecek bu miktarın ödetilmesine karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş olup mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar vermiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, daha önce yapılan hesaplamanın eski TL üzerinden yapıldığı açıklanıp altı sıfır atılarak yanlış değer tespiti yapılıp, dava konusu binanın toplam maliyetinin 2.40 TL olduğu ve bu maliyetin dava tarihi itibariyle 2008 yılı itibariyle TÜFE verilerine göre güncellenmiş halinin 668.08 TL olduğu ve 7.475.00 TL kira bedeli ödendiği bildirmiştir. Mahkeme, yukarıda açıklandığı
üzere bilirkişilerce yanlış hesaplanan 8.143.08 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne vermiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına kararı verdiğine göre bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Bu husus taraflar yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Mahkemece, dava konusu binanın, yapıldığı tarih itibariyle serbest piyasa fiyatlarına göre malzeme ve işçilik bedelleri dahil olmak üzere tüm yapım masrafları bilirkişi marifetiyle doğru olarak belirlenerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken usulü kazanılmış hak ilkesi göz ardı edilerek yanlış hesaplanmış miktar ve binanın yapım tarihindeki toplam maliyetinin 2008 yılı için TÜFE endeksine göre güncellenmiş değeri üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.