Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/31713 E. 2014/11500 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31713
KARAR NO : 2014/11500
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 03/09/2013
NUMARASI : 2012/602-2013/492

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalılardan satın alınan Volkswagen Transporter marka aracın kaportasında fabrika hatasına dayalı boya dökülmeleri nedeniyle ayıplı olduğunu ileri sürerek; aracın satış bedelinin satış tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar savunmalarında, araçtaki boya sorununun imalat kaynaklı bir ayıptan kaynaklanmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın kabulü ile, 19.000 TL bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yetkili servis kayıtları itibariyle araçtaki boya atmasına ilişkin hususun fabrika üretim hatasından kaynaklandığının kabul edildiğinin anlaşılmasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı şirketten aldığı aracın kaportasındaki boyanın ayıplı çıkması sebebi ile aracın iadesi ile bedelinin tahsilini talep etmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 4 maddesinin 2. fıkrasında “ Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür.
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” hükmüne amirdir. Davacı,araçtaki vernik atmasına ilişkin hususun imalattan kaynaklı bir ayıp olduğunu iddia etmiş olup, bu iddia konusu hususa ilişkin olarak davalı şirkete bağlı yetkili servis tarafından 07.11.2012 tarihinde araç üzerinde yapılan inceleme sonucu,bu vernik atma sorununun fabrika hatasına dayalı olarak ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamı itibariyle özellikle davalı şirkete ait 07.11.2012 tarihli servis kaydı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde araçtaki vernik atma sorununun üretimden kaynaklanan bir ayıp olduğu sabit olup,nitekim mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece araçtaki vernik atmasına ilişkin ayıbın niteliği itibariyle aracın iadesini gerektiren bir husus olmadığı, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince anılan yasanın 4/2. maddesine göre aracın yeniden boyanma ve bu boyama işlemi nedeniyle oluşacak değer kaybı yönünden yapılan bilirkişi hesaplamalarına göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, dava dilekçesinde öncelikli talebi olarak ayıplı aracın davalılara iadesi ile satış bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davacının bedel iadesine ilişkin isteminin yerine aracın yeniden boyanması halinde meydana gelen değer kaybı ve yeniden boyama masrafının karşılanmasına ilişkin tespit edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından bu hususta temyiz talebi bulunmadığı gözetildiğinde araç boyama masrafı ve değer kaybına ilişkin mahkemenin kabulü yönünden davalılar lehine kazanılmış usulü hakkın oluştuğunun kabulü gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın yeniden boyanması halinde oluşacak değer kaybı olarak 15.500 TL tespit edilmiş ise de,bu raporda tespit edilen miktarın hangi kriterlere göre tespit edildiği belli değildir. Bilirkişi raporu içeriği itibariyle subjektif değerlendirmelere dayalı olarak düzenlenmiş olup,sözkonusu rapor mahkemenin,tarafların ve yargıtayın denetimine imkan verir nitelik taşımamaktadır. Bu itibarla mahkemece dava konusu aracın davacının kullanımında kaldığı süre gözetilerek dava tarihi itibariyle 2008 model aynı marka ve model bir aracın ayıpsız ikinci el değeri ile dava konusu aracın herhangi bir kazaya maruz kalmaksızın sadece kaportasının
boyandığı da dikkate alınarak tespit edilecek ikinci el değeri belirlenmeli iki değer arasında oluşan farka hükmedilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.