Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/31659 E. 2014/11499 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31659
KARAR NO : 2014/11499
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2013
NUMARASI : 2011/552-2013/112

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı ile yapılan avukatlık sözleşmesine göre davalının vekaletini üstlendiğini ancak davalının kendisini haksız olarak azlettiğini, haksız azil nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan 4.250 TL akdi ve 1.100 TL yasal vekalet ücretinin davalıdan tahsili amacıyla icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı savunmasında, davacının ilgisiz davrandığını, telefonlarına cevap vermediğini, mahkemeye yetiştirilmesi gereken süreli dilekçesinin son günü yaklaşmasına rağmen umursamaz tavırlar sergilediğini, bunun üzerine davacının bürosuna giderek bu durumun devam etmesi halinde azledeceğini söylediğini, davacının kendisinden para isteyerek elindeki belgenin üzerini doldurmak suretiyle icraya koymakla tehdit etmesi üzerine davacıyı haklı olarak azlettiğini savunmuştur.
Mahkemece azlin haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Dava, taraflar arasındaki vekalet ilişkisine dayalı avukatlık ücret alacağına ilişkin olup, davacı vekalet ilişkisinin davalı tarafından yapılan haksız azil işlemi nedeniyle sonlandığını ileri sürmüş, davalı ise savunmasında davacı avukata olan güvenin sarsılmasına dayalı olarak azil işleminin gerçekleştiğini ve azlin haklı sebebe dayandığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı tarafından kendisini temsil etmek üzere davacıya 30.09.2011 tarihli vekaletname verildiği, davacı avukatın bu
vekalete dayalı olarak davalı aleyhine açılan boşanma davasına konu dava dosyasına cevap dilekçesi sunmak suretiyle davalıyı temsil ettiği anlaşılmaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun 174/2 maddesi gereğince avukatın kusur veya ihmalinden kaynaklanmayan sebeplere dayalı olarak yapılan azil halinde avukat sözleşmede kararlaştırılan ücretin tamamını isteyebilir. Bir başka ifadeyle haksız azil halinde avukat ile müvekkili arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunması halinde sözleşmede kararlaştırılan bedeli, yazılı ücret sözleşme bulunmaması halinde Avukatlık Kanunun 164. Maddesine göre belirlenecek ücretin tamamını avukat talep edebilir. Bu durumda öncelikle azlin haklı olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Somut uyuşmazlık itibariyle, taraflar arasındaki temsil ilişkisine konu davalı aleyhine açılan boşanma davasının 30.09.2011 tarihinde açıldığı, boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinin davalıya 17.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davacı avukatın kendisine verilen vekaletnameyi dosyaya ibraz etmek suretiyle 24.10.2011 tarihinde dosyadan örnek aldığı ve yasal cevap süresi içinde olmak üzere 28.10.2011 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu, davalı tarafından yapılan azil işleminin ise 01.11.2011 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacı avukatın vekalet ilişkisi kapsamında takip ettiği dava dosyasına süresinde cevap dilekçesi verdiği, bu itibarla davacının dosyayı takibe ilişkin bir ihmal ve kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Azlin haklı olduğuna ilişkin davalı savunması dosya kapsamı itibariyle yasal delillerle ispat edilememiştir. Hal böyle olunca mahkemece azlin haklı sebebe dayanmadığı ve davacı avukatın verdiği hizmet nedeniyle Avukatlık kanunun 174. maddesine göre ücret talep edebileceği gözetilerek bu yönde yapılacak inceleme sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 14.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.