Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/31528 E. 2014/14640 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31528
KARAR NO : 2014/14640
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2012
NUMARASI : 2010/819-2012/674

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 16.4.1996 ve 12.1.2010 tarihli noterde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile davalılara ait İstanbul İli A. İlçesi, N. Köyü … numaralı parsellerdeki hak ve hisselerinin tamamını satın aldığını, ancak davalıların satış vaadi sözleşmelerine rağmen, söz konusu parsellerdeki hak ve hisselerini 3. kişiye sattıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalılar tarafından satılan hisselerin bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin 10.6.1996 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, hükme esas alınan 7.3.2012 tarihli bilirkişi raporu gereğince davanın kabulüne, satışı vaad edilen parsellerin kaim değeri olarak davalılardan 246.115,13’er TL tazminat tayin ve takdirine, ancak taleple bağlı kalınarak davalılardan eşit olarak 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmeleri gereğince davacıya satışı vaad edilen taşınmaz hisselerinin, 3. kişiye satılmış olması nedeniyle, rayiç bedellerinin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsili istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu taşınmaz hisselerinin değerleri belirlenirken, tarım arazisi olarak değerlendirilip, “yıllık net gelir” esasına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa ki söz konusu taşınmaz hisselerinin serbest piyasa fiyatlarına göre rayiç değerlerinin belirlenmesi gerekirken, “yıllık net gelir” esasına göre hesaplama yapılması isabetsizdir. O halde mahkemece satış vaadine konu olan taşınmaz hisselerinin, serbest piyasa fiyatlarına göre, dava tarihindeki gerçek rayiç değerlerinin, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle tespiti yapılarak, hükme yönelik davacının temyizi bulunmadığından, taşınmaz hisselerinin bu şekilde tespit edilecek rayiç değerlerinin, 246.115,13 TL’den az olması halinde, tespit edilecek bu değerlerin esas alınması, tersi durumda ise şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1.bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.