Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/30916 E. 2014/15560 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30916
KARAR NO : 2014/15560
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : İslahiye Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/06/2013
NUMARASI : 2011/536-2013/319

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının ve dava dışı üçüncü şahısların ..ada ..parselde bulunan hisselerini İslahiye Noterliği’nin 03.03.2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, ancak tapunun devredilmediğini, bunun üzerine satış bedeli karşılığı olarak dava konusu taşınmazın davalı tarafından iki yıllığına kendisine icara verildiğini, bu konuda davalı ile icar senedi düzenlediklerini, tarlanın kendisine teslim edilmemesi nedeniyle iki yıllık gelirinden mahrum kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 8.000-TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tarlanın hissedarının çok olması nedeniyle davacının satın almaktan vazgeçtiğini, kendi hissesi için ödenen 2.000-TL karşılığında davacıya senet verdiğini, davacının bu senedi 8.000-TL olarak tahrif ederek takibe koyduğunu, itirazı üzerine takibin 2.000-TL yönünden devam ettiğini, bu konuda davacıyı C.Savcılığına’da şikayet ettiğini, davacının resmi evrakta sahtecilik suçundan cezalandırıldığını, icra takibi ile davacıya olan borcunu ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının ve dava dışı üçüncü şahısların … ada .. parselde bulunan hisselerinin tamamını noterden düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, tapunun devredilmediğini, bunun üzerine satış Bedeli karşılığı olarak taşınmazın davalı tarafından iki yıllığına icara verildiğini, ancak tarlanın kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek taşınmazın iki yıllık gelirini elde edemediği için uğradığı zararın tazminini istemiştir. Davalı, kendi hissesi için ödenen 2.000-TL karşılığında davacıya senet verdiğini, davacının bu senedi 8.000-TL olarak tahrif edip takibe koyduğunu, itirazı üzerine takibin 2.000-TL yönünden devam ettiğini, bu konuda davacıyı C.Savcılığı’na da şikayet ettiğini, davacının resmi evrakta sahtecilikten cezalandırıldığını, icra takibi ile davacıya olan borcunu ödediğini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu 03.03.2008 tarihli noter satış sözleşmesinden dolayı taraflar arasında 15.06.2007 tanzim,15.12.2007 vade tarihli bono düzenlendiği, bu bonaya dayanarak İslahiye İcra Dairesi’nin 2008/669 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiği, bu arada taraflar arasında tarla icar senedi de düzenlendiği ancak netice olarak dosyanın borcun ödendiğinden bahisle kapatıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğinin tespit edilmesi gerekir. Davacı, dava dilekçesinde sonuç olarak gayrimenkul satış vaadine konu olan tarlanın iki yıllığına icara verilmesi için davalı ile sözleşme yaptıklarını ancak tarlanın kendisine teslim edilmediğini, tarlanın iki yıllık gelirinden mahrum kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, bir başka ifade ile icar senedine dayanarak talepte bulunmuştur.Davalı, tarla icar senedinin doğru olduğunu, ancak davacının tarlayı teslim almaya yanaşmadığını savunmuş, davadan önce davacıya gönderdiği 01.08.2011 tarihli cevabi ihtarında ise; “Mirasçıları çok olduğu için bu tarlayı size teslim etmem imkansız. İcar senedinde sehven ..ada ..parsel yazılmış, aslında sözleşmeye konu olan yer başka bir parseldir. Bu parsel için tarafıma 6.000-TL ödediniz.” şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen 09.09.2009 tarihli adi yazılı sözleşmede, İslahiye İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/49 Esas sayılı dosyası ile alacak verecek davalarının neticeye bağlandığı, … ada .. parselin 6.000-TL karşılığında 30.06.2011 tarihinden itibaren 2 yıl süreyle davacıya icara verileceği kararlaştırılmıştır. Yine taraflar araında düzenlenen 07.09.2009 tarihli “Tarla İcar Senedinde” davalı, .. Ada 7 parsel sayılı taşınmazı 30.06.2011 tarihinden itibaren 2 yıllığına davacıya icara verdiğini, 6.000-TL icar bedelini peşinen ve nakden aldığını beyan etmiştir. Hal böyle olunca taraflar arasındaki uyuşmazlığın 07.09.2009 tarihli tarla icar senedi ile 09.09.2009 tarihli icara ilişkin adi yazılı sözleşmeden kaynaklandığı, 03.03.2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan alacak verecek
ilişkisinin ise 09.09.2009 tarihli sözleşme içeriğinde yazılı olduğu üzere İslahiye İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/49 Esas sayılı dosyası ile sonuçlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu icar sözleşmeleri, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden daha sonra düzenlenmiş olup taraflar arasında yeni hak ve yükümlülükler öngörmektedir. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek icar senedi ile ilgili olarak davacının uğradığı zararın taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler kasamında değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile uyuşmazlığın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.