Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/30882 E. 2014/33003 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30882
KARAR NO : 2014/33003
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2011/150-2013/368

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalılarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat N.A.. ile davalı SGK Başkanlığı vekili avukat A. B..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan denetimler sonucunda, 2008 Mayıs ve Haziran dönemine ait reçetelerin incelenmesi sonucunda, 2 adet reçeteye konu edilen ilaçların reçete sahibi veya yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın reçete sahibi veya yakınına ait olmadığından bahisle 2009 protokolünün 6.3.3 maddesi uyarınca yazılı uyarı ve 1264, 08 TL para cezası uygulandığını, yine aynı döneme ait 7 adet reçetede teşhis eklemesi yapılarak tahrifat yapıldığı gerekçesi ile 2009 protokolünün 6.3.15 maddesi uyarınca sözleşmenin 2 yıl süre ile feshine ve 1721, 69 TL para cezası uygulandığını, reçetelere konu ilaçların hastalarca alınıp bizzat kullandıklarını, reçetelerdeki teşhis eklemelerinin kendisi veya eczane çalışanlarınca yapılmadığını, yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek haksız cezaların iptaline karar verilmesini istemiştir
Davalı, ilaç teslimine ilişkin reçete arkasındaki imzanın hasta ve yakınına ait olmadığının anlaşıldığını, reçetelerde teşhis eklemesi yapıldığının sabit olduğunu, protokole aykırı davranıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eczacı ile davalı kurum arasında imzalanan 2009 Protokolünün 6.3.3 maddesinde “Eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 ay süre ile sözleşme yapılmaz “hükmü düzenlenmiştir. Davacı eczane, reçete sahibi hastaların ilaçları bizzat kendilerinin alıp kullandıklarını imzalarının kendilerine ve yakınlarına ait olduğunu ileri sürerek aleyhindeki cezanın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Reçete sahipleri hasta Mustafa ve Hasta Züleyha, davalı kurumun başlattığı soruşturma sırasında verdiği ifadelerinde ilaçları bizzat alıp kullandıklarını, imzaların kendilerine ait olmadığını beyan etmelerine karşılık, mahkemede verdikleri ifadelerinde, reçetelerde yazılı ilaçları alıp kullandıklarını, imzaların kendilerine ait olduğunu beyan etmişlerdir. Dava konusu işlemin dayanağı olan reçete arkasındaki ilacı teslim alan imzasının hasta veya yakınlarına ait olmadığı ancak ilaçların reçetenin sahibi olan hastalar tarafından kullanıldığının, yapılan yargılama sonucunda anlaşıldığı sabittir. Protokolün anılan hükmü ilaçların gerçek hastaya ulaşmasını sağlamayı amaçlamaktadır. İlacın hastalar tarafından kullanıldığı da belirlenmiştir. Hal böyle olunca davacının protokolün 6.3.3 maddesine aykırı davranmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan reçeteler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda reçetelere teşhis eklenmesi yönündeki tahrifatın davacı veya çalışanınca da yapıldığı kanıtlanmamıştır. 2009 protokolünün 6.3.15 maddesi uyarınca ceza verilebilmesi için “Kuruma fatura edilen reçetelerdeki tahrifatın eczacı ve eczane çalışanları tarafından tahrifat yapılması şartına bağlanmıştır. Mahkemece reçetelerdeki tahrifatın eczane çalışanlarınca yapılmış olabileceği düşünülerek karar verilmiş ise de varsayımlara dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24,30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.