Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/30784 E. 2014/22587 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30784
KARAR NO : 2014/22587
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2010/193-2013/299

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalı ile 5.3.2003 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede yazılı olan ve gösterilen arsayı kendisini devre dışı bırakarak 11.11.2004 tarihinde satın aldığını, sözleşmenin 5.maddesine göre komisyon bedelini ödemek zorunda olduğu halde ödemediğini bildirerek tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemenin davanın reddine dair kararının Dairemizin 11.02.2010 tarih ve 2009/11329 Esas 2010/1560 Karar sayılı ilamı ile davacı hakkında açılan ceza davasının kesinleşmesinin beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği nedeniyle bozulması üzerine Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının emlak komisyoncusu olduğu ve davalı ile 5.3.2003 tarihli süresiz sözleşme imzaladığı, bu sözleşmede gösterilen arsanın davalı tarafından daha sonra 11.11.2004 tarihinde satın alındığı dosyaya sunulan sözleşme kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı kendisinin devre dışı bırakılarak taşınmazın satın alınması nedeniyle sözleşmenin 5.maddesine göre, sözleşmedeki satış bedeli üzerinden % 3 komisyon bedelinin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacı ile sözleşme imzaladığını, ancak sözleşmede parsel numarası yazılmadan imzalandığını, dava konusu satın aldığı taşınmazın davacı tarafından gösterilmediğini, satın aldıktan sonra davacının kötüniyetli olarak bu arsayı sözleşmeye eklediğini, bu eylemi nedeniyle davacı hakkında ceza davası açıldığını savunmuştur. İstanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 18.12.2008 tarih ve 2006/681 Esas – 2008/1189 Karar sayılı kararı ile davacının tellallık sözleşmesini davalıdan alacaklı hale getirecek şekilde doldurarak takibe koyduğu gerekçesi ile özel evrakta sahtecilikten mahkumiyetine karar verildiği, verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi’ nin 27.06.2012 tarih ve 2011/10284 Esas 2012/12636 Karar sayılı ilamı ile “…davaya konu komisyon sözleşmesinde, katılanın(T.. U..) adı ve imzası haricindeki bilgilerin sonradan doldurulmuş olduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığından “sözleşmedeki yazıların aynı anda yazılıp yazılmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, taşınmaz malikinin beyanında geçen, sanığa (A.. Ü..) taşınmazın satışı konusunda yetki vermediği yönündeki söyleminin dosyadaki diğer delillerle desteklenmesi karşısında; tebliğnamedeki “sanığa taşınmazın satışı konusunda dolaylı yetki verilip verilmediğinin araştırılması” hususunda bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticesinde uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak CMK’ nun 231. maddesi uyarınca engel sabıkası olmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili diğer koşullarının oluşup oluşmadığının yeniden değerlendirilmesi…” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyulduğu ancak 7.5 yıllık ceza zamanaşımı geçtiği için davanın ortadan kaldırılmasına 04.10.2002 tarihinde karar verildiği anlaşılmaktadır. Gerek dosya kapsamı gerekse İstanbul 2.Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 18.12.2008 tarih ve 2006/681 Esas – 2008/1189 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi’ nin 27.06.2012 tarih ve 2011/10284 Esas 2012/12636 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında imzalan 05.03.2003 tarihli Komisyon akdinin davacı tarafından sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu sabittir. Davacı tarafından sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulan bu komisyon akdine istinaden davalı aleyhine icra takibi yapılamayacağından bu takibe yapılan itirazın iptali için açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece 05.03.2003 tarihli sözleşmenin imzasından çok sonra taşınmaz maliki M.. Ö..’ in vekili B.. A..’ ın satış yetkisi verdiği dava dışı Sahra Gayrımenkul şirketinin de davacıya taşınmazın satışı için 31.07.2004 tarihinde yazılı anlaşma yapılarak yetki verdiği ve buna göre taşınmazı gösterdiğinin kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.