Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/30545 E. 2014/8067 K. 19.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30545
KARAR NO : 2014/8067
KARAR TARİHİ : 19.03.2014

Mahkemesi: Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2012/53-2013/344

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalının vekili olarak dava dışı üçüncü kişi aleyhine başlattığı icra takibini özenle yürütmesine rağmen davalının kendisini 30.5.2011 tarihinde haksız olarak azlettiğini, 17.5.2011 tarihindeki tahsilattan 8.304,80 TL’yi vekalet ücretine mahsuben aldığını, bakiye vekalet üretinin ödenmemesi üzerine başlattığı takibe davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, icra takibine konu alacağın defaten alınması hususunda talimat verdiğini, 1.500,00 TL. masraf vermesine rağmen akıbeti konusunda kendisini bilgilendirmediğini, borçludan 6.000 TL alarak alacağı dört takside böldüğünü, tahsilat hususunda bilgilendirmediğini, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet ücretinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine yöneliktir. Avukatın, vekil olarak borçları Borçlar Kanununun 389 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, adı geçen Kanunun 390. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır.
“Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanununun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanununun 390. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir.
Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin, 30.5.2011 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak azlin haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Oysa ki davalı savunmasında davacı avukatın icra dosyasında tahsil ettiği bir kısım alacaktan 8.000 TL’sini uhdesinde tuttuğunu azlin haklı olduğunu belirtmiştir, bu husus davacının da kabulündedir. Ne var ki HUMK 62.ve 73 ve gerekse Av. Kanunun 171/1 maddesine göre avukat icra takibini sonuçlandırıp alacağın tamamını tahsil etmeden vekalet ücretini müvekkilden isteyemez. Davacının anılan yasa hükmüne aykırı davrandığı ve bir kısım parayı uhdesinde tutması sebebi ile azil haklıdır. O halde mahkemece azlin haklı olduğu nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.