Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/30519 E. 2014/8066 K. 19.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30519
KARAR NO : 2014/8066
KARAR TARİHİ : 19.03.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2010/514-2013/177

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, üzerine kayıtlı taşınmazın üzerine 105.000 TL bedelle bir ev yapılması hususunda davalı ile anlaştıklarını, yaptırmış olduğu delil tespitinde evin değerinin 94.385,00 TL olarak belirlendiğini, kendisinin de yapmış olduğu 12.400,00 TL’lik masrafın bu bedelin içinde olduğunu, davalının evi tamamlamadığı gibi evin yapılması için vermiş olduğu vekaletnameyi kötüye kullanarak fazladan hesabından 70.000 TL para çektiğini ileri sürerek 70.000 TL’nin ödeme gününden itibaren asıl alacağa işletilecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aralarındaki güven ilişkisi gereği çekilen paraların bir kısmını davacıya elden verdiğini, bir kısmını da davacının isteği doğrultusunda inşaatta harcadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının vekalet görevinin gereği gibi yerine getirmeyerek hesabından fazla para çektiğini ileri sürerken davalı davacının bilgisi dahilinde harcamalar yapıldığını savunmaktadır. Mahkemece davacının, davalının vekalet görevinin kötüye kullandığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında vekalet ilişkisi olduğunda duraksama yoktur. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 390/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek 2013/30519-2014/8066
yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 392/1) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler evleviyetle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Bu ilke ve kurallar altında somut olaya bakıldığında davalının gerek hesap verme ve gerekse, özen ve sadakatle iş görme yükümlülüklerine davalı yaptığı masrafları ve ödemelerin hesabını vermekle yükümlü olup, ispat külfeti davalıdadır. Dava konusu miktar nazara alındığında olayda miktar itibariyle tanık dinlenemez. Hal böyle olunca, davalı tarafından tamamlandığı iddia edilen taşınmazın değeri ve davalı tarafından davacının hesabından fazla çekildiği iddia edilen miktar tespit edildikten sonra davalının tanık delilli dışındaki tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.