Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/30138 E. 2014/9164 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30138
KARAR NO : 2014/9164
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Edremit 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2010/322-2012/594

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı işletme, davalı taraf yöneticilerinin kooperatif kurduklarını, KDV’den muaf olduklarını beyan edip kendilerinden muhtelif miktar ve nitelikte ürün aldıklarını, faturayı bu şekilde kestirdiklerini, ancak daha sonra vergi dairesi müfettişleri tarafından yapılan incelemede, kooperatife ait inşaat ruhsatının şahıs adına düzenlendiğinin ve KDV’den muaf olmadığının tespit edilmesi üzerine, vergi dairesince kendilerinden KDV, vergi ziyaı, gecikme faizi adı altında toplam 53.617,83TL tahsil edildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, iddia edildiği gibi yanıltma söz konusu olmadığını, alınan mal karşılığında fatura düzenleme ödevinin satıcıya ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı tarafından ödenen 10.000,00TL KDV bedelinin ödeme tarihi olan 29.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davacı, davalı tarafından eksik ödenen KDV’den davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, talepte bulunmuş; Mahkemece ise, davacının talebi yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, dairemizin 2013/30138-2014/9164
Yerleşmiş kararlarında da belirtildiği üzere, KDV, fiyattan ayrı tutulmadığı sürece fiyata dahildir. KDV’nin fiyattan ayrı tutulduğunu ise davacının ispatlaması gerekir. Davaya konu olayda, davacı bu durumu ispatlayamadığı halde davalıdan tekrar istenilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, mahkemece bu husus gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 148.50 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.