Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/29784 E. 2013/29735 K. 28.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/29784
KARAR NO : 2013/29735
KARAR TARİHİ : 28.11.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı şirket, davalı iade ile yapılan sözleşme uyarınca edimini yerine getirerek hizmet verdiğini, 5510 sayılı yasanın 81/1-1 maddesi uyarınca hakedişlerinden kesinti yapılmaması gerekmekte iken davalının %5 oranında kesinti yaparak ödemede bulunduğunu ileri sürerek 8000 TL’nın tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 45.894,57 TL’na çıkarmıştır.
Davalı davacının reddini dilemiştir.
Mahkemece 18.855,47 TL’nın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki davada, ıslah dilekçesi ile 45.894,57 TL’nın tahsilini istemiş, mahkemece tefhim olunan kısa kararda 45.864,57 TL’nın tahsiline karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda 18.855,47 TL’na hükmedilmiş, davacının tavzih talebi üzerine de 19.7.2013 tarihli tutanak başlıklı karar ile gerekçeli karardaki miktar kısa karardaki miktar ile uyumlu hale getirilmiştir.
6100 sayılı yasanın 294.maddesi uyarınca mahkeme yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak 1 ay içinde 2013/29784-29735
yazılması gerekir. HMK’nun 298/2.maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Somut olayda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmında kabul edilen miktar arasında bariz hata bulunmakta olup, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Öte yandan bu hatanın tavzih kararı ile düzeltilmesi de mümkün değildir. Tavzih kararıyla, kararın hüküm fıkrasının değiştirilmesi olanaksızdır. Mahkemece, 10.4.1992 gün 1991/7 esas ve 1992/4 karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz edilen kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.