Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/29636 E. 2014/13309 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/29636
KARAR NO : 2014/13309
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2012/398-2013/364

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davacılardan A.. D..’ ın davalı A..ile yakın arkadaş olduğunu, bu davalının borç para istemesi üzerine gerek davacı A..’nin gerekse diğer davacıların davalıya banka aracılığıyla yaklaşık 35.000. İngiliz Sterlini gönderdiklerini, davalının gönderilen bu para ile ev aldığını ancak bir yıllık süre geçmesine rağmen bu paranın iade edilmediğini ileri sürerek 35.000. İngiliz Sterlini karşılığı toplam 92.750.00.TL’nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının yemin etmesi nedeniyle davanın reddine dair verilen karar Dairemizce onanmış; davacıların, davalının yalan yere yemin etmiş olduğu ve ceza aldığı iddiası üzerine karar düzeltme talepleri kabul edilerek “O halde mahkemece, Kahramanmaraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2012 tarihinde kesinleşen 18.11.2011 tarih ve 2010/921 Esas 2011/813 Karar sayılı davalı A.. H..’ in yalan yere yemin etme suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı gözönünde bulundurularak davacılar tarafından davalı aleyhine açılan bu davanın reddine dayanak yapılan davalının yemin teklifini yerine getirerek yemin etmesi olayının tam olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususu değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Bu yöne ilişkin davacıların karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle onama kararının kaldırılarak, hükmün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozma ilamında açıklandığı şekilde sadece yapılan yeminin sıhhati açısından değerlendirme yapılmaksızın, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kez hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalıya ev alması için borç olarak para gönderdiklerini, paranın iade edilmediğini ileri sürerek alacaklarının tahsili istemi ile bu davayı açmışlardır. Davalı ise,
daha önce davacı A..i’ ye verdiği borç paranın ödenmesi için davacıların para gönderdiğini savunmuştur.
Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacılardadır.(Bkz. HGK.nun aynı yöndeki 12.3.2003 tarih, 2003/3-118 esas ve 2003/158 karar; 9.6.2004 tarih, 2004/4-362 esas ve 2004/347 karar sayılı kararları)
Öte yandan davacılar, delil olarak banka havalelerine dayanmışlarsa da, havale kural olarak bir ödeme vasıtasıdır.
Başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) iddia eden bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
O halde somut olayda ispat yükü davacılarda olup, davacılar söz konusu havale bedelini davalıya borç olarak gönderdiğini ispat etmekle yükümlüdürler. Davacıların davada delil olarak dayandıkları havalede paranın “borç” olarak gönderildiğine ilişkin bir açıklama yoktur. Davacılar, davalıya gönderdikleri parayı ödünç olarak verdiklerini kanıtlayamamaları üzerine yemin deliline dayanmışlar ve davalı da yemin etmiştir.
Her ne kadar, Kahramanmaraş 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 18.11.2011 tarih ve 2010/921 Esas 2011/813 Karar sayılı kararı ile bu davaya konu olaydan dolayı davalı A.. H..’in yalan yere yemin etme suçunu işlediğinden bahisle 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK.’ nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de, K.Maraş 4. Asliye Ceza Mahkemesinin anılan kararı işbu dava için kesin hüküm niteliğinde kabul edilemez. Ayrıca, davalının yaptığı yeminin de HMK’nunda belirtilen usule uygun olduğu değerlendirilmiştir. Hal böyle olunca, tüm davacılar yönünden davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davanın kısmen de olsa kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 1.559,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.