Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/29632 E. 2014/20979 K. 25.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/29632
KARAR NO : 2014/20979
KARAR TARİHİ : 25.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2011/582-2013/639

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılardan … Hayv. Ür. Ltd. Şti avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, dava dışı işçi A. E. tarafından yıllık izin, kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili işçi alacaklarının tahsili istemi ile açılan dava sonucunda verilen karara istinaden yapılan icra takibi için 4.062.01.TL ödediğini, taraflarla aralarında imzaladıkları sözleşmenin 37.1.1. maddesine göre, işçilerin tüm işçilik alacaklarının ödemesinden yüklenicilerin yani davalıların sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını buna göre son işveren olan M.Ö. şirketinin ödenen 4.062.01.TL borcun tamamından diğer alt işverenlerin kıdem tazminatından işçinin çalıştırıldığı süre ve devredildiği tarihteki ücreti üzerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek ödenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Bir kısım davalılar, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları gibi herhangi bir savunmada da bulunmamışlardır.
Mahkemece, açılan davanın 2.862.33.TL üzerinden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan … şirketi tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, gerekçe kısmında “…davalı Hakyürek şirketinin alacak ve ödemeler ile bir ilgisi olmadığı belirlendiğinden dava nedeniyle sorumluluk yüklenmemiş, hakkında açılan davanın reddi gerekmiştir…” yazılmasına rağmen hüküm fıkrasında bu yönde olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı, böylece gerekçede tefhim edilen hükme aykırı hüküm kurularak gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, temyiz eden davacı ile davalı … Şirketinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince temyiz eden davacı ve davalı … Şirketinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.