Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/29427 E. 2014/12140 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/29427
KARAR NO : 2014/12140
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2012/662-2013/69

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı H.. Ö..’in davalı Vakıflar bankasından kullanmış olduğu tüketici kredisine kefil olduğunu, borçlunun borcunu ödememesi üzerine ihtarname gönderilerek icra takibi başlatıldığını, itiraz etmeden icra takibinin kesinleştiğini, icra müdürlüğü tarafından maaşının tamamına haciz konulduğunu, bu haciz işlemi nedeniyle 15.06.2007 tarihli maaşını alamadığını, davalı Vakıflar Bankası tarafından kefil olarak 4077 sayılı yasanın 10. maddesine aykırı olarak kendisi hakkında icra takibi yapıldığını, ayrıca borcu ödeyerek dosyanın kapanmasına rağmen hacizlerin kaldırılmaması nedeniyle aracına haciz konulduğunu, aracının 5 gün yedieminde kaldığını, 50 TL otopark parası ve 20 TL gidiş geliş taksi parası vererek zarara uğradığını, davalı Vakıflar Bankası’nın Tüketici Yasasının 10. maddesine aykırı davranması nedeniyle, davalı İş Bankası’nın hukuksuz olarak maaşının tamamına yapılan haczi uygulayarak parasını geç ödemesi nedeniyle, diğer davalı icra müdür Yardımcısı A.. Z..’nin ise mevcut haczi kaldırmayarak maaşının ve aracının haczedilmesine sebebiyet vermesi nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek; davalı İş Bankası’ndan 1.100 TL manevi, davalı Vakıflar Bankasından 5.000 TL manevi ve 70 TL maddi, davalı A..’den 1.100 TL manevi tazminatın yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı bankalar yönünden davanın esastan reddine, davalı A.. Z.. yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının dava dışı H.. Ö..’in davalı Vakıflar bankasından kullanmış olduğu tüketici kredisine kefil olduğu, borcun ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ve kefiller aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiği, davacının.. AK .. plakalı aracına 25.04.2007 tarihinde kayden haciz konulduğu, davacının 03.12.2007 tarihinde borcu ödediği, 04.01.2007 tarihinde alacaklı Vakıfbank’ın talebi üzerine icra müdürlüğü tarafından tüm hacizlerin kaldırılması için ilgili kurumlara müzekkere yazıldığı, müzekkerelerin elden takipli olduğu belirtilerek davalı Vakıfbank avukatına verildiği ancak davacının aracının bu icra takibi nedeniyle 23.01.2008 tarihinde fiilen haczedilerek yediemin olarak otoparka çekildiği ve 5 gün otoparkta kaldığı tüm dosya kapsamı ile sabittir. B.K.’nun 49. maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için; şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Somut olayda; borcun kapatılmasına ve aracın üzerindeki haczin kaldırılmasına rağmen davalı Vakıfbank vekilinin elden takipli müzekkereyi Trafik Tescil’e ulaştırmaması nedeniyle davacının aracının fiilen haczedilerek otoparka çekilmesi ve davacının toplum nezdinde borcunu ödemeyen bir şahıs olarak algılanmasına neden olunması sebebiyle davacının şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğradığının kabulü gerekir. 22.6.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı’nda, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, amacı, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması da değildir. Söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, hakim manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırap derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı,
ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır. Hal böyle olunca mahkemece, davalı Vakıfbank aleyhine makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.