Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/29238 E. 2014/9946 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/29238
KARAR NO : 2014/9946
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2011/253-2013/229

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, açılan ihaleler sonucunda davalı şirketlerle hizmet sözleşmeleri yapıldığını, davalı şirketlerin çalıştırmış oldukları işçilerden M.. A..’nın işçilik alacakları nedeniyle, iş mahkemesinde açmış olduğu davanın aleyhine sonuçlandığını, başlatılan icra takibi üzerine de toplam 19.139, 45 TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, dava dışı işçiye yapılan ödemenin, davalı şirketlerden ödeme tarihinden faiziyle birlikte rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini dilemişler, bir kısım davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne 20.3.2013 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, ilamda her bir davalı yönünden ayrı ayrı belirtilen miktarların yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar Ç.. Ş.. ile .. Ltd Şti tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, asıl işveren davacının, davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafından ödenen işçi alacaklarından, davacı kurum ile her bir davalı arasında yapılan ihale sözleşmesinde söz konusu işçi alacak ve haklarından yüklenici sıfatı ile davalı şirketlerin sorumlu olduğunun belirtildiği, özellikle ihale sözleşmesinin 23., 34. ve 36. maddelerinde ve atıf yaptığı genel şartnamenin altıncı bölümünde bu husususun düzenlendiği, serbest iradeleri ile sözleşme imzalayan iş sahibi kurum ile yüklenici firmaları bağlayacağı, bu nedenle davacı kurumun rücu hak ve yetkisinin bulunduğu, her bir davalı firmanın kendi sözleşme dönemlerine tekabül eden tutar kadar sorumlu sorumlu olduklarının kabulü ile hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır.Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacağından, hizmet sözleşmelerinde yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin bu şekilde açık hüküm olan hallerde, davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını ilgili davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceğini kabul etmek gereklidir.
O halde mahkemece taraflar arasındaki hizmet sözleşmeleri ve eki olan şartnamelerde, dava konusu işçi alacakları nedeniyle yüklenicinin sorumlu olduğunun düzenlendiği davalılar yönünden, davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceğinin kabulü ile, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, tüm davalılar yönünden her bir davalı firmanın kendi sözleşme dönemlerine tekabül eden tutar kadar sorumlu oldukları, ayrıca bu sorumluluklarının da davacının ödediği miktarın oransal hesaplanması yöntemiyle bulunan sonuca göre kabul edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenler hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 198.00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 2.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.