Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/29013 E. 2014/10001 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/29013
KARAR NO : 2014/10001
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2011/79-2013/215

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, davalının 28.08.2008 tarihinde Honda Jazz marka araç satın aldığını,aracın fatura bedelinin 28000 TL olduğunu, davalının araç satış bedelini kredi kullanarak ve takasa araç vererek ödemek istemesi üzerine aralarında anlaşma yapıldığını ,davalının takasa verdikleri aracın üzerinde vergi borcu ve hacizlerin bulunduğunun daha sonradan öğrenildiğini, aracın satış bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, ödenmeyen alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ,davanın reddini dilemişdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1)4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya
tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmetsatışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı (satıcı) ile davalı (alıcı), arasında mal satışından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Böyle olunca mahkemece, ara kararıyla Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla bakılarak karar vermek gerekirken genel mahkeme sıfatıyla işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir..
2)Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın (1)nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2)nolu bentte gösterilen nedenle, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.