Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/28995 E. 2014/12719 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/28995
KARAR NO : 2014/12719
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/875-2013/498

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından aleyhine Antalya 9.icra müd.nün 2011/3980 esas nolu dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını ancak davalıya borcu bulunmadığını, takibe konu bononun gayrimenkul alım satımı için cayma teminatı olarak verilmiş olduğunu savunarak borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline ayrıca icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; takibe konu bononun harici olarak tanzim edilen g.menkul satış sözleşmesi ile ilgisi bulunmadığını, evindeki eşyaları davacıya sattığını ve karşılığında bonoyu aldığını, bonoda malen kaydı bulunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile icra takip dayanağı 18.1.2011 tanzim tarihli 21.3.2011 ödeme tarihli 5000 TL miktarlı, borçlusu davacı, lehtarı davalı olan bono ve bu bonoya dayalı icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile teminat olarak verilen bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise bonoda malen kaydı bulunduğunu, bononun teminat senedi olarak verildiği hususunda ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, mahkemece davalının teklif edilen yemini eda etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin yerleşik uygulamalarında da vurgulandığı üzere “Malen” ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı hususu, borçlu tarafından ikrar edilmiş sayılıp,
alacaklının teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğünün bulunmamakta olup, bu noktada davaya konu bononun, teminat bonosu olduğu hususunda ispat yükümlülüğünün davacıda olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının teklif ettiği yeminin davalı tarafından eda edilmediği bu nedenle davanın ispatlanmış sayıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, “Yemin” kurumu HMK 225 v.d maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 228.maddesinde, “ yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır, yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır” hükmü mevcut olup, yine HMK 236.maddesinde “mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir” hükmü bulunmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre, davalının mahkemenin bulunduğu il sınırları içinde bulunduğu halde istinabe yolu ile yemini eda etmeye çağrıldığı gibi, davalı tarafa talimat yolu ile gönderilen ihtarnamede, davalının yemin edeceği hususunda bir açıklamanın mevcut olmadığı da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkeme usulüne uygun bulunmayan yemin işlemine dayalı olarak davacının ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunup, BOZMA nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemitir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 98.80 TL harcın istek halinde iadesine, 21.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.