Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/28981 E. 2014/6564 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/28981
KARAR NO : 2014/6564
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2011/394-2013/85

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı Refika, müteahhitlik yaptığını, davalı ile yapılan anlaşmaya göre 7 ve 10 nolu taşınmazları sattığını ve davalıya teslim ettiğini, ancak arsa sahibi ile aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle taşınmazların tapu devrini yapamadığını, bu nedenle davalıya diğer davacı kızı tarafından teminat amaçlı olarak 13.09.2006 tarihli 20.000 TL ve 11.04.2007 tarihli 50.000 TL bedelli aleyhe işlem yapma yetkisi veren vekaletnameler verdiklerini, davalının bu vekaletnamelere dayalı olarak davacı Fatma aleyhine iki ayrı icra takibi yaptığını, teminat amaçlı olması nedeniyle bu vekaletnamelerin kullanılamayacağını ileri sürerek;Kartal 2.İcra Müdürlüğünün 2007/2777 esas ve Kartal 5. İcra Müdürlüğünün 2010/9120 esas sayılı dosyalarına konu icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacıdan iki daire satın aldığını, davacının daireleri tamamlanmış olarak teslim etmemesi nedeniyle 26.000 TL masraf yaptığını ve halen tapusunu vermediğini, icra takiplerine konu borçların iddia edildiği gibi teminata ilişkin olmadığını, aksini davacının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacı Refika yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine, diğer davacı Fatma yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta temel ilişki, müteahhit olan davacı Refika ile davalı arasındaki taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bentte gösterilen nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 10.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.