Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/28818 E. 2014/15474 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/28818
KARAR NO : 2014/15474
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 19/04/2013
NUMARASI : 2012/538-2013/509

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, Ü. İlçesi, Ç.Mahallesi, .. pafta, .. ada, .. parsel üzerinde inşa edilen S. Y.M. Evleri isimli projeden, .. blok ..kat .. numaralı bağımsız bölümü 11.02.2011 tarihinde G. ballıcalı’dan satın aldıklarını, konutu satın almalarında geniş yeşil alanı, otoparkı, havuzu oyun alanları, sosyal tesisleri kapsamakta oluşunun etkili olduğunu, site ortak alanları olarak bilinen ve tüm giderleri site sakinleri tarafından karşılanan alanların mülkiyetinin daire sahiplerine ait olmadığı, aksine Ümraniye Belediyesine ait olduğu duyumlarının alındığını, site yönetimi tarafından yapılan araştırmada konut satın alanların yanıltıldığının anlaşıldığını, davalı şirketin Ümraniye Belediyesine ait olan alanları kendisine aitmiş gibi göstererek konutları pazarladığını ileri sürerek, tüm reklam, maket ve tanıtım materyallerine aykırı imalat nedeniyle uğranılan zararın tespitini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.00.TL’ nin davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı, davacılara daire satmadığını, davacılar ile aralarında akdi ilişki bulunmadığı gibi davacılara taahhütlerinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacılar ile davalı arasında yapılan bir sözleşme olmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tüketici tarafından satıcı aleyhine açılan 4077 Sayılı Yasanın 4. maddesinde düzenlenen bedel indirimi davasıdır. Davacıların dava konusu daireyi dava dışı Gönül Ballıcalı’ dan tapuda devir aldığı anlaşılmaktadır. Davacılar ile davalı arasında sözleşme ilişkisi mevcut olmamakla birlikte davacılar 4077 Sayılı Yasada düzenlenen davalının imalatçı-üretici sıfatı ile sorumluluğuna dayanmıştır. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasında, “İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve……kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kişi sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar.” denilmektedir. Davalının, dava konusu taşınmazın imalatçı-üreticisi olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup esasen davalının bu konuda itirazı da bulunmamaktadır. Davacılar, davalının imalatçı-üretici sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürmüş olduğundan talebi yasaya dayanmaktadır. Kaldı ki, davacılar evi satın aldığı ilk malikle imzaladığı temlikname ile ilk malikin tüm haklarını devralmıştır. Bu nedenlerle davacıların aktif husumet ehliyeti vardır. Öyle olunca mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde taraflar arasında sözleşme bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.