Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27908 E. 2014/9907 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27908
KARAR NO : 2014/9907
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/26-2013/180

Taraflar arasındaki satıcının açtığı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının iki çocuğunun davacı vakfa ait okulda yemek ve öğretim hizmetlerinden yararlandığını ancak hizmetlere ilişkin kesilen fatura bedellerinin ödenmediğini belirterek, davalı aleyhinde ilamsız takipler yapıldığını, davalının başlatılan ilamsız takiplere karşı takipten önceki faiz ve takip sonrası işleyecek faizler yönünden itiraz ettiğini, ancak haksız olarak ileri sürülen itirazların iptali ile %40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl dava ve birleşen davanın kabulüne, İİK 67. maddesindeki koşullar oluşmadığından inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün fıkrasının birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda kısa karara uygun hüküm fıkrası yazılmış ise de, kararın gerekçe kısmında, icra inkar tazminatı yönünden, “Takip konusu alacaklar, taraflar arasındaki taahhütname ile belirlenmiş olup, İİK’nun 67. maddesi uyarınca inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” denilmesine rağmen, hüküm fıkrasında, “İİK 67. maddesi koşulları oluşmadığından inkar tazminatı talebinin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur. Görüldüğü üzere kararın “gerekçe” kısmında icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, hüküm kısmında ise reddine karar verilmiş olması nedeniyle, kararın gerekçesi ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmuştur. Bu husus, az yukarda açıklanan kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin yasa hükümlerine aykırı olduğundan; mahkemece, 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gereklidir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) no’lu bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.