Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27725 E. 2014/12216 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27725
KARAR NO : 2014/12216
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2011/386-2013/145

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının gayrimenkulünün satışı için 27.3.2010 tarihli tellallık sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmeye aykırı olarak taşınmazını kendisinin bulduğu müşteriye sattığını, sözleşmenin 5.7. maddesine göre satış bedelinin % 6+KDV yi cezai şart olarak tahsili için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen, %2.5 komisyon ücreti kararlaştırılan, 90 gün süreli ve 225.000 TL satış bedelli, 27.3.2010 tarihli tellallık sözleşmesinin 5.3 ve 5.4.maddesine aykırı olarak tellalı devre dışı bırakarak taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını bildirerek sözleşmede yazılı cezai şartın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının hizmet vermediğini, bu yüzden kendisinin sattığını, sözleşme aslının ibraz edilmediğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içinde sözleşme aslına rastlanmamıştır. Mahkemece, öncelikle sözleşme aslının dosyaya ibrazı sağlanarak, davalının sözleşmedeki imzaya ve içeriğe itirazı olup olmadığı belirlendikten sonra, davacının sözleşmeye göre isteyebileceği tellallık ücretinin %2.5 olarak kararlaştırılmış olması nedeniyle, bunu aşan kısmın cezai şart olarak talep edildiğinin kabulü ile, bu kısım üzerinde
Resen gözetilmesi gereken Borçlar Kanununun 161/son maddesi hükmünün tartışılması gerekir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı tarafların ekonomik durumu özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü olarak alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarı hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tesbit edilmelidir. Öte yandan, mahkemece cezai şart alacağı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği hususu gözetilmeksizin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebeplerine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentde açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 272.00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.