Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27716 E. 2014/8228 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27716
KARAR NO : 2014/8228
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2012/429-2013/439

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 24.2.2009 tarihinde davalıdan taşınmaz satın aldığını, sözleşmede yazılı sürede teslim edilmediği gibi proje ve tanıtımlarına uygun olarak ta yapılmadığını bildirerek 10 ay 23 günlük gecikme tazminatı ile ayıplı ve eksik ifa nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer kaybı olarak 20.000 TL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 1.246 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, bakiye isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde; Davalı tarafından yapımı devam eden ve kendisine satılan taşınmazın geç teslimi nedeniyle kira tazminatı ile ayıplı ve eksik ifa nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer kaybının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının geç teslim nedeniyle alacağı kira tazminatı hesaplanmış,ayıplı ve eksik ifa nedeniyle değer kaybına ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, gerekçe kısmından kira tazminatına ilişkin olduğu anlaşılan 1.246 TL nin tahsiline, bakiye talebin reddine karar verilmiş ise de kabul edilen kısmın hangi talebe ilişkin olduğu, hüküm fıkrasında belirtilmediği gibi, davacının ayıplı ve eksik ifa konusundaki tazminat talebi hakkında bir değerlendirime yapılmamış, kararın gerekçe kısmında da bu kısma ilişkin bir gerekçeye rastlanmamıştır.
HMUK’un 388 ve devamı maddelerinde mahkeme kararlarının taşıması gereken unsurları ile verilen kararla iki tarafa yüklenen vazife ve hakların ve istek sonuçlarından her birinin açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça yazılması ve hüküm fıkrası ile gerekçe kısmının uyum içinde olması gerekir. Çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması, davacının taleplerinden ayıplı ve eksik ifa hakkında bir değerlendirme yapılmadan ve gerekçe yazılmadan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.