Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27666 E. 2014/28787 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27666
KARAR NO : 2014/28787
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2008/565-2013/204

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı A.. Ö.. A.. ve vekili avukat B..Z.. ile davacı vekili avukat H..K..un gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının oğlu olduğunu, 1991 yılında ..nolu taksi plakası satın aldığını, o dönem kendisi adına başka bir plaka bulunduğundan fazla vergi ödememek için davalı adına tescilinin yapıldığını,araç ve plakayı taksitle satın alıp senetlerini kendisinin ödediğini ancak geçen zaman içinde davalının aracı ve plakayı sahiplendiğini, hakkını geri vermediğini ileri sürerek, plakanın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kendisinin parasını ödediği halde, fazla vergi ödememek için taksi plakasını davalı oğlunun adına tescil ettirdiği halde,oğlunun plakaya ilişkin hakkını geri vermediğini bildirerek plakanın adına tescilini istemiş, davalı ise kendi birikimleri ile satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Davacı, plakanın satın alınmasına ilişkin ödeme belgesi veya senet dosyaya sunamamış, davasını tanık delili ile ispat yoluna gitmiştir. Mahkemece,davanın dayanağı inançlı işlem olarak değerlendirilerek,tarafların tanıkları dinlenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İnançlı işlem, “başkasına bir hak devreden tarafın (inanan), bir hakkı devralan tarafa (inanılana), taraflarca güdülen amaç sona erince veya gerçekleşince, inanana ya da üçüncü bir kişiye söz konusu hakkı devretme taahhüdü” olarak tanımlanmaktadır. (Tekinay, Burcuoğlu, Altop, Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, İstanbul 1988, sh.560) 5.2.1947 gün ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, inançlı işleme dayalı bir dava, ancak yazılı delille kanıtlanabilir.Davacının yazılı delili bulunmadığının anlaşılması halinde yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 4.820,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.