Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2013/27485 E. 2014/7465 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27485
KARAR NO : 2014/7465
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2012/345-2013/389

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı kurum ile sahibi olduğu Kurtuluş Eczanesi arasında 19.10.2007 tarihli ilaç tedarik sözleşmesi imzalandığını, davalı kurumun 31.01.2011 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini ve bilgisayar ekranını kapattığını, açtıkları iptal davası sonucu fesih işleminin haksızlığına karar verildiğini ve hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, 2007 yılında imzalanan sözleşmenin 31.07.2008 tarihinde yeniden yapılması gerektiği halde davalı idarece sözleşmenin yenilenmediğini, bu süre zarfında davalı idarenin sigortalılarına ilaç satımına devam ettiğini, verilen ilaçların etiket bedeli üzerinden ücretlendirilmesi gerekirken, davalıca sözleşme hükmü varmış gibi kesinti yapılarak tarafına ödeme yapıldığını, ayrıca ilaç satamadığı dönem içinde kar mahrumiyetine uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslahla maddi tazminat istemini 404.309,67 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat isteminin kabulü ile 404.309,67 TL’nin (10.000 TL’sinin 19.06.2012 dava, kalan 394.309,67 TL’sinin ise 19.06.2013 ıslah tarihinden itibaren) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 2007 tarihli sözleşmesinin feshedilerek yeni sözleşme yapılmadığını, mahkeme tarafından feshin iptaline karar verildiğini, iptal nedeniyle bir süre ilaç satamadığı gibi daha sonra sattığı ilaçların aralarında sözleşme yenilenmediği halde sözleşme hükümlerine göre ödemesinin yapıldığını ileri sürerek uğradığı zararın tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır.Davalı davanın reddini dilemiş, mahkemece, “İzmir 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/70 e.sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının H.. A.., davalısının SGK Başkanlığı, dava konusunun sözleşmenin feshi ve ceza-i şartın tahsili işleminin iptali olduğu, mahkemenin 28.11.2011 tarih 2011/595 sayılı kararı ile (taraflar arasında yeni sözleşme olmadığına göre, eski ve artık geçerli olmayan sözleşmeye dayanarak ceza-i şart bedeli istenmeyeceği) gerekçesiyle sözleşmenin 6 aylık süre ile feshi ve ceza-i şartın tahsiline ilişkin işlemin iptaline karar verildiği, hükmün Yargıtayca onanarak kesinleştiği, alınan 15.05.2013 tarihli bilirkişi kurul raporunda, (eczacılar ile SGK arasındaki ilaç temin sözleşmelerinin Türk Eczacılar Birliği ile SGK arasında imzalanan protokollere uygun şekilde, her yıl yenilenmesi gerektiği, davalı kurumun, davacı ile yaptığı 01.07.2007 tarihli sözleşmenin 9.maddesinde de; …bu protokol yenisi imzalanıncaya kadar geçerlidir. Yeni protokol en geç 01.07.2008 tarihine kadar imzalanır denildiği, ancak davalı idare ile davacı arasındaki sözleşmenin 24.01.2012 gününe kadar yenilenmediği, davacının sözleşme mevzuata uygun şekilde devam ediyormuş gibi 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılının başlarına kadar davalı kuruma ilaç vermeye devam ettiği, davalının ise söz konusu ilaç bedellerini protokol ve yılına ait SUT hükümlerine uygun olarak ödemeye devam ettiği, bu durumun protokol ve sözleşme hükümlerine uymadığı, taraflar arasında 01.07.2008 – 14.02.2011 tarihleri arasında geçerli bir protokol olmadığı kabul edildiğinde, bu süreç zarfından kurumca ödenmiş ilaç tutarıyla perakende satış fiyatları arasındaki fark toplamının 403.039, 83 TL olduğu, davacı alacak miktarının 15 günlük kar yoksunluğunun da 1.269, 84 TL olduğu, davacının toplam zararının 404.309, 67 TL olacağı) belirtiğini, olayda zımmi uzatma iradesinin varlığı kabul edilemeyeceğinden davanın kabulüne karar verilmiş isede;
Davacının davalı kurum ile olan sözleşmesinin 2007 Protokolinin 6.3.7. maddesi gereğince sözleşmenin iptali ile cezai şartın uygulandığı, fesih işlemine neden olarak gösterilen husus;reçete karşılığı olmayan ve kime ait olduğu ispatlanamayan ilaç bulundurmaktan kaynaklandığı, fesih işlemininde buna uygun olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu fesih işlemi davacı tarafından açılan dava sonucu mahkemece iptal edilmiş ise de; fesih işleminin sözleşme şartlarına 2013/27485-2014/7465
aykırı davranıldığı gerekçesi ile sözleşmeyi feshetmesinde, tazminat ödemesini gerektiren kusurlu bir davranışı yoktur. Fesih hakkının kötüye kullanıldığından söz edilemez. Davacı bu hükmü kabul ederek sözleşmeyi imzaladığına göre, davacı sözleşmenin uygulanmasında gerekli özen ve hassasiyeti göstermekle yükümlüdür. Hal böyle olunca davacı fesih süresince kurum sigortalılarına ilaç satışı yapamadığı gerekçesi ile zarara uğradığı iddiasında bulunarak tazminat isteyemez.Ayrıca her nekadar fesih işleminden sonra yeni bir sözleşme yapılmamış isede davacı sözleşme varmış gibi ilaç satışına devam ettiğinden, sözleşmenin zımni olarak taraflarca uygulandığının kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 17.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.